BOŞANMA DAVASI ANLAŞMALI BOŞANMA
Halk arasında boşanma avukatı, boşanma davası avukatı şeklindeki kullanılan ifadeler hatalıdır. Boşanma avukatı diye bir avukatlık türü olmamakla birlikte, boşanma davalarında uzman avukat tabiri kullanmak doğru olabilmektedir. Türk hukukunda iki tür boşanma şekli vardır: Anlaşmalı boşanma ve çekişmeli boşanma davası.
Çekişmeli boşanma davası tarafların ayrılık ve boşanma konusunda uzlaşamadığı, taraflardan birinin boşanmayı isterken, diğer tarafın ise boşanmayı istemediği, boşanma davası sonucunda boşanmanın sağlanmasıdır. Anlaşmalı boşanmada ise her iki taraf da boşanmayı isteyerek mahkemeye bir anlaşmalı boşanma metni ( boşanma protokolü) ile başvuru yaparlar. Anlaşma varılması zorunlu hususlar; mali konular, çocukların velayeti, mal paylaşımı konularında bir anlaşma metni hazırlanmalıdır. Boşanma davası veya anlaşmalı boşanma tarafların kendileri tarafından açılabileceği gibi boşanma avukat vasıtası ile de gerçekleştirilebilir. Boşanma avukatı, bir avukatlık türü değildir. Halk arasında kullanılan bir ifadedir. Boşanma avukatı şeklinde bir avukat türü bulunmamaktadır. Boşanma avukatı yerine boşanma davası üzerinde uzmanlaşmış avukat tabiri daha uygun bir tabirdir.
- ANLAŞMALI BOŞANMA
Eşlerin özgür iradeleriyle, kendi aralarında isteyerek ve anlaşarak kendi aralarındaki evliliğe son vermelerine anlaşmalı boşanma adı verilmektedir. Anlaşmalı boşanmayla, eşlere, basit ve önceden belirledikleri koşullarda, çabuk bir şekilde boşanarak evliliği son vermelerini sağlamaktadır. Anlaşmalı boşanma türünde eşlerden birinin daha çok veya daha fazla kusurlu olması önem taşımamaktadır. Boşanma için iki tarafın da anlaşmış olması yeterlidir. Eşlerden birinin kusurlu olup olmaması durumu eşlerin kendi aralarında anlaşma metni veya mal paylaşımı konusunda kendi aralarında belirleyebilir. Ancak anlaşmalı boşanmaya götürülecek ve mahkemenin çözeceği konu mal paylaşımı ve diğer uzlaşma noktaları değil sadece boşanma kararının verilmesidir. Zira anlaşmalı boşanmada eşler her türlü uyuşmazlığı ve paylaşımı halledip, her türlü noktada anlaştıklarını beyan ederek ancak anlaşmalı boşanma sağlayabilmektelerdir. Anlaşmalı boşanma teknik ve tarafların görüşme, müzakereleri ile sağlıklı sonuçlanabilecek bir boşanma türüdür. Bu sebeple görüşmeler ve anlaşmalı boşanma metninin sağlıklı oluşmasında boşanma avukat yardımı önem kazanmaktadır.
Eşlerin anlaşmalı boşanmaya gidebilmesi için bir takım şarlar bulunmaktadır. Bu şartlar şu şekilde belirtilmektedir.
ANLAŞMALI BOŞANMANIN KOŞULLARI
- Evliliğin En Az Bir Yıl Sürmüş Olması A
Anlaşmalı boşanma için aranan ilk koşul, evlilik birliğinin en az bir yıl sürmesidir. Bir yıldan daha az sürmüş bir evlilik anlaşmalı olarak boşanma konusu edilemez.
- Eşlerin Mahkemeye Birlikte Başvurması veya Bir Eşin Diğerinin Açtığı Boşanma Davasını Kabul Etmesi
Her iki eş boşanma isteklerini aynı dilekçede belirtip imzalayabilir ve duruşmada imza ve taleplerini tekrarlayabilirler. Eşlerden birlikte anlaşmalı boşanma metnini mahkemeye kendileri veya boşanma avukatı vasıtası ile sunabilecekleri gibi, eşlerden biri veya eşlerden birinin boşanma avukatı , boşanma dilekçesini sunup daha sonra diğer eş anlaşmalı boşanma isteğini kabul ettiğini beyan edebilir. Burada önemli olan eşlerin boşanmayı istediklerini ve boşanma beyanlarını aynı anda ve duruşmada hâkime beyan edilmesidir. Diğer eşin herhangi bir aşamada kabul etmesi halinde boşanma talebi anlaşmalı boşanma şekline dönüşecektir.
3- Hâkimin Eşleri Dinlemesi
Eşlerin hâkim tarafından dinlenmesiyle, tarafların boşanma hususunda hazır olup olmadıklarının ve yapılan anlaşmanın onaylanabilir olup olmadığının inceler.
- EŞLERİN ANLAŞMASI
Eşler Anlaşmalı Boşanma gerçekleşmeden önce veya Anlaşmalı Boşanma Davasından sonra kendi aralarında anlaşma yapabilirler ancak anlaşmalı boşanmanın en önemli ve boşanma avukatı ve eşlerinin dikkat etmesi gereken husus eşler arasındaki anlaşmalı boşanmanın mahkemeye sunulmasından önce veya mahkame aşamasında anlaşmalı boşanmada, anlaşmalı boşanma protoklünde, nafaka , tazminat, mal paylaşımı, çocukların velayeti gibi konuların tamamında anlaşmış olduklarını hakime beyan etmeleri gerekmektedir. MAL PAYLAŞIMI DOKTİRİNDE TARTIŞILMALI OLMAKLA BİRLİKTE UYGULAMADA EŞLERİN BOŞANMA MAL PAYLAŞIMI KONUSUNDA ANLAŞILMIŞ OLMALIRIN ARAMAKTADIR.
Eşler daha sonra da iç ilişkilerinde isterlerse ilave anlaşma yapabilirler ancak önemli husus nafaka, tazminat, mali konular, düğün gelirleri gibi her türlü malların paylaşımı ve varsa çocukların velayeti hakkında kesin olarak anlaşmaya vardıklarını beyan etmek zorundadırlar. bu aşamada boşanma avukat yardım almanın faydalıdır, zira anlaşmalı boşanma demek eşler arasında artık mal paylaşımı, nafaka, velayet gibi konularda artık hakimin anlaşılan konularda ayrıca bir yargılama yapmayacağı bir boşanma türüdür.
Anlaşmalı boşanma türünde eşler arasında yapılan boşanma anlaşması, boşanma protokolü mahkemenin karar vermesi sonucu mahkeme kararına eklenir ve artık mahkeme kararının bir parçasındır. Boşanma protokolünün teknik ve hukuki bir konu olması sebebiyle sonradan ortaya çıkan ihtilafları engellemek için boşanma davası avukat yardımı almak faydalıdır.
- BOŞANMA DAVASI
Çekişmeli boşanmada ise taraflardan biri boşanmayı ister, diğeri ise istemediği durumdur. Bu durumda davayı açan davacı taraf artık evlilik birliğinin çekilmez bir hale geldiğini ispat etmekle mükelleftir. Yani ortada bir boşanma sebebi olmalıdır. Sadece bir tarafın boşanmayı istediği diğer tarafın boşanmayı istemediği davalarda Boşanma sebebinin varlığını ispat yükü boşanma davasını açan taraftadır. Bu ispat yükünün çok yönlü ve karmaşık bir olay ve hukuki durumları içermesi sebebi boşanma davası avukat yardımının almanın önemi büyüktür. Taraflardan birinin boşanmayı istemediği hallerde, boşanma sebepleri hakkında delillerin toplanma ve davanın ispatlanma süreci Türkiye’deki hukuk sisteminin ve adliyelerin yoğunluğundan dolayı uzayabilmektedir. Boşanma davasında, boşanma davası avukat yardımının en önemli unsurlarından biri de boşanma davası avukatının, dava ve olaylar sırasında tarafların doğrudan iletişimi sebebiyle oluşabilecek olumsuzlukların önlenmesinde rolü olabileceğidir.
Türk Hukukunda Boşanma Sebepleri
A.
ÖZEL BOŞANMA NEDENLERİ
* ZİNA sebebiyle ( TMK md. 161 )
* HAYATA KAST, PEK KÖTÜ VE ONUR KIRICI DAVRANIŞ sebebiyle (TMK md.162)
* SUÇ İŞLEME VE HAYSİYETSİZ HAYAT SÜRMESİ sebebiyle ( TMK md. 163 )
* EŞİN TERK ETMESİ sebebiyle ( TMK md. 164 )
* AKIL HASTALIĞI sebebiyle boşanma ( TMK md. 165 )
B. GENEL BOŞANMA NEDENLERİ
* EVLİLİK BİRLİĞİNİN SARSILMASI ( TMK md. 166/1–2 )
* ANLAŞMALI BOŞANMA ( TMK md. 166/3 )
* ORTAK HAYATIN YENDEN KURULAMAMASI SEBEBİ İLE BOŞANMA( TMK md. 166/4 )
A. ÖZEL BOŞANMA SEBEPLERİ
ZİNA SEBEBİYLE BOŞANMA DAVASI AÇMAK
Zina, evlilik birliği devam ederken
eşlerden biri eşi dışındaki bir başka kişi ile bilerek ve isteyerek cinsel
birliktelik yaşamasıdır. Eşlerden birinin bir başkası ile cinsel ilişki yaşayarak aldatması
tek başına boşanma nedenidir: Zina yapan eş doğrudan kusurlu kabul edilir. Zinanın,
yani eşlerden birinin başka biri ile yaşadığı ilişkinin uzun veya kısa süreli
olması fark etmez, zina için birliktelik yeterlidir.
Zina sebebiyle ( başkası ile cinsel ilişki yaşayarak aldatma ) veyahut başka bir sebeple boşanma davası açılmış ancak mahkeme henüz boşanmaya karar vermediyse, yani boşanma davası devam ederken bile eşlerin başkası ile cinsel ilişkisi zinadır. Eşlerin birbirine sadakat yükümlülüğü boşanma davası sonuçlanana kadar devam eder. Eşlerin bir araya gelmediği hallerde de bu kural geçerlidir. Kanunen boşanmadıkça, eşler bir başkası ile cinsel ve duygusal ilişki kuramaz, boşanmadıkça sadakat yükümlülüğü devam eder.
Boşanmada kusurlu olmayan diğer eş dava açarsa zina yapan tazminat ödemek zorunda kalır. Bu sebeple boşanma davası açmadan önce bir boşanma avukatı hukuki yardımı almak faydalıdır.
Zina sebebiyle boşanmada dikkat edilecek husus ise zina yapılmış olsa bile eğer eş aldatıldığını bildiği halde affetmiş ise artık affeden eş bu sebeple boşanma davasını açamaz. Zinanın öğrenildiği tarihten itibaren 6 ay içinde ve herhalde zinanın başlangıcından itibaren 5 yıl içinde bu sebebe dayalı olarak, yani zina sebebiyle boşanma davası açılmaz ise artık zina nedenine dayalı dava açılamaz. Ancak başkaca bir sebep var ise zina sebebiyle boşanma davası süresi geçmiş ise diğer sebeplere dayanarak boşanma davası açılabilir.
Yine evli biri ile birlikte olan 3. kişiye karşı da manevi tazminat davası açılması mümkün olabilmektedir. Ancak Yargıtay’ın bu zina yapan 3. Kişinin tazminat sorumluluğu ile ilgili olarak birbirinden farklı zıt kararları bulunmaktadır.
HAYATA KAST, PEK FENA VEYA ONUR KIRICI DAVRANIŞ SEBEBİYLE BOŞANMA DAVASI
Hayata kast, pek fena muamele ve onur kırıcı davranışta bulunulması her olaya göre ayrı yorumlanarak evlilikteki durumun ve yaşanan olayların bu sebebe girip girmediği değerlendirilir. Pek çok durum ve olay bu sebebin konusunu oluşturabilir. Dolayısıyla evlilikte yaşanan olayların boşanma davasının sebebini oluşturmada boşanma avukatı ile birlikte değerlendirmeniz faydalıdır. Davaya hakkı olan karı veya kocanın Hayata kast, pek fena muamele ve onur kırıcı davranışı yaşaması, öğrenmesinden itibaren 6 ay ve herhalde olayın üzerinden beş sene geçmesiyle boşanma dava hakkı düşer.
Hayata kast, öldürmek için yapılan kasti hareketlerdir. Öldürme kastının eşe karşı olması gerekir. Pek fena muamele, cana kast dışında kalan her türlü acı verici söz ve davranışı kapsamaktadır. Fiili bir davranış olduğu kadar haysiyete zarar verecek nitelikteki sözler, gece sokağa atmak, aç bırakmak, zulmetmek bu madde kapsamındaki boşanma nedenleridir. Burada da pek kötü muameleye rağmen diğer eş affetmiş ise varsa bu nedene dayalı boşanma davası açılamaz.
SUÇ İŞLEME VE HAYSİYETSİZ HAYAT SÜRME SEBEBİYLE BOŞANMA DAVASI
Boşanma nedeni suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme nedeniyle boşanma davası açma hakkıdır. Karı kocadan her biri diğeri için küçük düşürücü, toplum içinde rencide edici suç işlerse ve bu hal diğer eş için evliliğin sürdürülmesini çekilmez hale getirirse her zaman bu nedenle boşanma davası açılabilir. Haysiyetsiz hayat sürmenin boşanma nedeni olması için de bu davranışın sürekli olması (ayyaşlık, çocuk veya kadın satmak, hırsızlık, sapık olarak nitelendirilecek ilişkilerde ve yaşam biçimde bulunmak) örnek olarak sayılmıştır. Ancak bu şekilde yaşayan eş, akıl hastası ise bu halden dava açılmaz, akıl hastalığı nedeni ile dava açılır.
Görüleceği üzere özellikle haysiyetsiz hayat sürme yoruma açık bir kavramdır. Boşanma davasının bu sebeple açılması öncesinde evlilikteki yaşananların bu kapsama girip girmediği hakkında boşanma avukat yardımı almanın faydası olabilir.
EŞİN TERK ETMESİ NEDENİYLE BOŞANMA
Bir eşin diğerini terk etmesi nedeniyle boşanma davası açma hakkı vardır. Terk nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için eşlerden biri evlilik birliğinden doğan yükümlükleri yerine getirmemek için diğerini terk etmeli veya haklı sebep olmadan konuta dönmemelidir. Boşanma davası açılabilmesi için bu terkin 6 ay sürmüş olması gerekmektedir. Terkin üzerinden 4 ay geçtikten sonra aile mahkemesine başvurularak, terk eden eşe mahkeme kararıyla eve dön ihtarı, eve dönmesi için adreste teslim edilecek yol parası ve konutun anahtarının nerede olduğu bildirilir. Bunlar açılan davada mahkemece belirlenir. İhtarın tebliğinden itibaren 2 ay geçtikten sonra terke dayalı dava açılabilir. Terk sebebiyle boşanma davası açıldığı davalarda davacıların yaptığı önemli hatalardan biri TERK SEBEBİNİ İSPATLAMAKTAN ÇOK “ terk eden eşin evliliği yürütemeyeceği” şeklinde sebepler öne sürülerse, mahkeme boşanma davasındaki Terk Sebebini inandırıcı bulmayabilmektedir, ayrıca boşanma davası yürütecek avukatların bu hususa dikkat etmeleri faydalı olacaktır. Yine terk eden eş eve dönerse ancak bir süre sonra yine sorunlar yaşanırsa, daha önce terk edilen ancak eve dön ihtarı gönderen eş önceki kusurları gerekçe yapamaz çünkü terkten önce yaşananları affetmiştir.
AKIL HASTALIĞI SEBEBİYLE BOŞANMA DAVASI
Eşlerden birinin akıl hastalığının bulunması boşanma davası açma sebeplerindendir. Eşlerden biri akıl hastası ise ve de iyileşmeyeceği resmi sağlık kurul raporu ile ispat edilirse, mahkeme artık diğer eş için evliliği sürdürmek zorunda olmadığına ve tarafların boşanmalarına karar verir. Ancak akıl hastalığı kusur olmadığı için akıl hastası eş aleyhine tazminata karar verilemez. Boşanma davasında açılmasında yapılan bazı hatalardan biri ise akıl hastalığı olmayan bazı hastalıklar gösterilerek sanki akıl hastalığıymış gibi boşanma davası açılmasıdır. Örneğin Sara hastalığı akıl hastalığı değildir. Yargıtay bu halde açılan davayı reddetmektedir. Yine akıl hastalığı tedavi edilebilir nitelikte ise boşanma davası reddedilir. Akıl hastalığı ve iyileşme durumunun bulunup bulunmadığı hakkında bilgi olmadan boşanma davası açılmamalıdır.
EVLİLİK BİRLİĞİNİN SARSILMASI NEDENİYLE BOŞANMA DAVASI AÇMAK
Evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanma davası açmak yukarıda saydığımız sebeplere girmeyen nedenlerin neredeyse tamamını içine alan karma bir nedenle boşanma davası açma nedenidir. “Evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması ve evliliği sürdürmenin diğer eş açısından artık beklenemez bir hal olduğu ve yine evlilik birliğinin sürmesinde bir fayda kalmadığı” hali, genel boşanma nedeni olan TMK madde 166/1’den dava açılacaktır. Burada nelerin boşanma nedeni olacağı tek tek sayılmamıştır. Aynı neden birinde boşanma sebebi olabiliyorken bir diğer olaydaki nüanslar nedeniyle boşanma sebebi olarak kabul edilmeme durumu bulunmaktadır. Yani her olay, taraflara göre kendi içinde değerlendirilecektir. Burada ispat edilmesi gereken husus izah olunan, iddia olunan olayların gerçek olduğu, bu vakıaların da karşı tarafın kusurundan meydana geldiğinin kanıtlanması gerekir. Bu sebepleri öne sürmek ve ispatlamak hukuki ve teknik bilgi gerektirmektedir. Dava açan eş de kusurlu olabilir ancak karşı tarafın hiç kusuru yok ise kusurlu olduğunu ispat edemezseniz açılan davanız reddedilir. Çünkü ” kimse kendi kusuruna dayanarak hak talep edemez” ilkesi temel bir hukuk prensibidir.
FİZİKSEL ŞİDDET: Dövmek, zorla cinsel ilişki kurmak istemek, zorla fantezilerini gerçekleştirmek istemek, itmek, tükürmek.
SÖZEL ŞİDDET: Küfretmek, hakaret etmek, aşağılamak, bağırmak.
EKONOMİK ŞİDDET: Para vermemek, maaşını elinden almak, gelirini gizlemek, evin diğer fertlerinin daha kötü yaşamasına bilerek neden olmak. PSİKOLOJİK ŞİDDET: Çocukları göstermemekle ve ailesiyle görüştürmemekle tehdit etmek, bildiklerini herkese anlatarak rezil edeceğini söylemek, boşanırsa baba evine dönemeyeceği, gidecek yeri olmayacağı, sokakta kalacağı gibi sözler söylemek. Bunların her bir her hali boşanma nedenidir ve ağır kusurlu davranış olarak kabul edilir. Eşi hakkında olumsuz dedikodusunu yapmak, toplum içinde küçük düşürücü sözler söylemek, cinsiyeti ve cinselliği hakkında olumsuz konuşmalar yapmak, evlilik içinde kalması gereken mahremiyetin dışarıda sohbet konusu yapılması, eşin özel eşyalarının karıştırılması, şüphe nedeniyle gerçek olmayan kıskançlık, maillerin, telefonun sürekli karıştırılması, iş arkadaşlarına eşine denetler şekilde telefonlar edilmesi, evlilikten bıktığı, bu evliliği yapmakta hata ettiği şeklinde diğer eş ve 3. kişilere sözler söylenmesi, olağan saatler dışında yapılan ve devamlılık arz eden telefon görüşmeleri, evli birine yakışmayacak şekilde güven sarsıcı davranışlarda bulunulması, mahkemelerce boşanma nedeni olarak kabul edilmektedir.