ANAYASA MAHKEMESİNE BİREYSEL BAŞVURU
Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Bireysel Başvurusu için Hukuk Büromuzun Kurucusu Av. Mehmet Sepin sitemizdeki ADİL YARGILANMA HAKKI üzerine yazdığımız makalemize bakabilirsiniz.
Türkiye Cumhuriyeti Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne 1954 yılında taraf olmuş; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine bireysel başvuru hakkını 1987’de, zorunlu yargılama yetkisini ise 1990 yılında kabul etmiştir. 2010 yılında yapılan Anayasa değişikliğiyle Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yolunun açılması oluşturmuştur. Bireysel başvuru yalnız Türk Vatandaşlarına tanınmış bir hak değil aynı zamanda bazı istisnalar dışında Yabancılara da tanınmış bir haktır. Kişiler tüm idari ve yargısal yolları tükettikten sonra idari işlemlere, eylemlere, MAHKEME KARARLARINA KARŞI kendileri, temsilci ve de Anayasa Mahkemesine Başvuru avukat vasıtası ile başvurularını yapabilirler.
Özel hukuk tüzel kişileri örgütlenme hürriyeti veya hak arama hürriyeti bağlamında sadece tüzel kişiliğe ait haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle bireysel başvuruda bulunabilir.
HANGİ İŞLEMLERE, EYLEMLERE, KARARLARA KARŞI ANAYASA MAHKEMESİNE BİREYSEL BAŞVURUDA BULUNULABİLİR?
Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvurunun uygulamaya geçirilmesiyle Anayasa Mahkemesine Bireysel başvuru ihlale neden olduğu ileri sürülen kamu gücü işlemleri aleyhine yapılabilir. Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru konusu kamu gücü davranışı bir eylem ya da işlem şeklinde olumlu bir davranış olabileceği gibi, yapılması gereken bir işlem ya da eylemin yapılmaması, ihmali biçiminde olumsuz bir davranış da olabilecektir. Anayasa Mahkemesine Başvuru bu sebeple geniş bir konu alanını kapsamaktadır. Bireysel Başvuru ihlale neden olan KAMU GÜCÜ İŞLEMLERİNİN bütünü için yapılabilir. Buna idari mercilerin işlem ve eylemleri girdiği gibi, idarenin hak ihlaline neden olan bir işlemi ve eylemi yapmaması halinde de kendisi, temsilcisi veya Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuruyu avukat vasıtası ile yapabilecektir.
Anayasa Mahkemesine bireysel başvurularda Anayasa’nın hangi maddesinin ihlal edildiğinin, ilgili kısımda açıkça belirtilmesi ve nitelendirilmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda bireysel başvurunun Anayasa Mahkemesi bakımından Anayasa ve Sözleşme ve Sözleşme Eki Protokollerde güvence altına alınan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi açısından Sözleşme ve Eki Protokollerle güvence altına alınan bir veya birden fazla temel hak ihlaline ilişkin olması gerekmektedir. İhlal edildiği ileri sürülen haklar birden fazla olabilir. Buna ilişkin bir sayı belirtilmemekle birlikte en az bir hakkın ihlal edildiğinin ileri sürülmesi gerekmektedir.
ANASAYA MAHKEMESİNE BİREYSEL BAŞVURU ŞARTI OLAN “DİĞER BAŞVURU YOLLARININ TÜKETİLMESİ” NE DEMEKTİR?
MAHKEME KARARLARINA KARŞI ANAYASA MAHKEMESİ BİREYSEL BAŞVURUSU YAPILABİLİR Mİ?
Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapmanın ön şartlarından biri de hak ihlali oluşturan kamu gücü işlemlerine, eylemlerine ya da ihmallerine karşı itiraz yolu öngörülmüşse gerekli tüm idari itirazların yapılmış ve mahkeme yolu öngörülmüşse gerekli yargısal mekanizmaların tüketilmiş olması; yani davaların açılmış olması ve bu kararların üst yargı itiraz veya temyiz mercilerine de gidilip sonuçlanmış olması gerekmektedir. Tüm bunlara rağmen hak ihlali devam ettiği inancında ise kişi artık tüm idari ve yargı yollarını tükettiği için Anayasa Mahkemesine Başvuru kendi, temsilcisi veya Anayasa Mahkemesine bireysel başvurusunu avukat aracılığıyla yapabilecektir.
Görüleceği üzere Mahkeme Kararlarına karşı da Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru yapılabilmektedir. Ancak Mahkeme Kararlarına karşı Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapabilmek için bütün kanun yolunun tüketilmesi gerekmektedir. Yargı mekanizmaların tüketilmesi; davanın açılmasından sonra ilk derece mahkemesinin karar verilmesi İSTİNAF MAHKEMELERİNE başvurulup sonuçlanması ve varsa diğer temyiz mercileri olan DANIŞTAY ve YARGITAY başvurularının yapılıp sonuçlanmasının ardından doğrudan, temsilci ile veya Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru avukat vasıtası ile yapılabilmektedir.
Kaybedilmiş veya talebin reddedildiği Mahkeme Kararlarına karşı tüm yargısal yollar tüketilmesinin ardından Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru yapılabilecektir. Mahkeme Kararına karşı Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuruda bulunabilmek için davanın kaybedilmesi, reddedilmesi şart değildir. Davanın kazanılması, davanın kabul edilmesine rağmen kararın içeriği hakkı tam sağlamıyorsa , dava kazanıldığı halde hak ihlali halen varsa bu mahkeme kararlarına karşı kişiler kendileri veya Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru avukat veya diğer temsil vasıtası yaparak hak ihlallerini ortadan kaldırabilirler.
Anayasa Mahkemesi kamu gücünün kullanıldığı idari bir işlem, eylem yapılması veya ihmali sonucu yapılmaması sebepleriyle Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru sonucunda İHLAL KARARI verilmiş ise, bu ihlal kararını ihlalin düzeltilmesi için idareye ihlali giderilmesine ilişkin kararını verir. Mahkeme Kararına Karşı Anayasa Mahkemesine bireysel başvurularda, başvuruya konu MAHKEME KARARININ İHLALE NEDEN OLDUĞUNA kararı verirse; ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için Anayasa Mahkemesi Başvuru dosyasını ilgili mahkemeye gönderir. İlgili mahkeme, bölümün ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde yeniden yargılama yapar ve mümkün ise dosya üzerinden ivedilikle karar verir. Öte yandan Anayasa Mahkemesine Başvuru sonucu Anayasa Mahkemesi kararında, gerekli görüldüğü takdirde, ihlalin ve sonuçlarının hangi şekilde ortadan kaldırılabileceği hususunda yapılması gerekenler belirtilir.
ANAYASA MAHKEMESİNE BİREYSEL BAŞVURU YAPMA SÜRESİ NEDİR?
Bireysel başvurunun, kanunlarda zorunlu idari ve yargısal başvur yolları öngörülmüşse, bu yolların tamamının “tüketildiği tarihten”, itibaren Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuruyu 30 GÜN içinde “başvuru yolu öngörülmemişse ihlâlin öğrenildiği tarihten itibaren yine ” 30 (otuz) gün içinde kendisi, temsilcisi veya Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuruyu avukat vasıtası yapılması gerekir.
Öğrenme biçimlerini hakkında kişiler ve başvuruyu yapacak olan meslektaş avukatlar önemli dikkat etmelidir. Öğrenme türlerini şu şekilde sıralayabilir: “nihai kararın gerekçesinin tebliği”, “nihai kararın gerekçesinin öğrenilmesi (UYAP üzerinden)”,“dosyadan örnek alınması” ile “nihai kararın gerekçesini öğrendiklerinin beyan edilmesi” olarak kabul edilebilmektedir. Görüşümüzce kararın gerekçesiz verilmesi durumunda kişi öğrense de süre başlamaz zira hangi hakkın ihlal edildiği ancak gerekçe görülünce anlaşılabilinmektedir.
Ceza yargılamasında nihai kararın tebliğ edilmediği durumlarda özen yükümlülüğü kapsamında kararın derece mahkemesine ulaşması suretiyle gerekçesinin erişilebilir olmasının en geç 3 ay içerisinde taraflarca bilindiği ve öğrenildiği kabul edilmektedir. Yani bu durumda başvuru süresi “3 ay+30 gün” dür. Bu durumun uygulanmada tam anlaşılmadığı görülmektedir. Nihai kararın gerekçesinin öğrenilmediği ancak “yakalama” gibi cezanın infaz edildiği aşamada ya da “müddetname” gibi hiçbir zaman tebliğe çıkmayacak durumlar ve “ödeme emrinin tebliği” suretiyle öğrenildiği durumlarda başvurucunun nihai kararın sonucundan haberdar olduğundan bahisle 30 günlük sürenin başlangıcı kabul edilmektedir.
Son başvuru günü olan 30. gününün şayet hafta sonuna gelmesi durumunda ise başvuru için son gün, hafta sonunu izleyen ilk iş günüdür. Önemli bir istisnai durum olarak Adli tatil süreleri Anayasa Mahkemesi Bireysel Başvurusunda süreyi durdurmaz.
Başvurucu mücbir sebep veya ağır hastalık gibi haklı bir mazereti nedeniyle süresi içinde başvurusunu yapmadığı takdirde, mazeretinin kalktığı tarihten itibaren on beş gün içinde ve mazeretini belgeleyen delillerle birlikte başvurabilir. Komisyonlar Raportörlüğünce mazeretin kabulünün gerekip gerekmediği yönünde karar taslağı hazırlanır. Komisyon, öncelikle başvurucunun mazeretinin geçerli görülüp görülmediğini inceleyerek mazereti kabul veya reddeder.
Neler Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru Konusu Yapılamaz?
Yasama işlemleri (kanun, iç tüzük vb.) ile idarenin düzenliyi işlemleri (tüzük, yönetmelik vb.) doğrudan bireysel başvuruya konu edilemez. Ancak doğrudan Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru konusu yapılamayacak olması hiçbir şekilde bireysel başvuru hakkının olmadığı anlamına gelmemektedir. Anayasa Mahkemesine Başvuru konusu olabilecek işlemin bireyin temel anayasal hakkını ihlal etmesi gerekeceğinden, bağlayıcı nitelikte olmayan işlemler (örneğin kişiler üzerinde doğrudan etki doğurmayan; genel direktifler, kurum içi görüş bildirimleri, bilirkişi raporları, öneri ya da tavsiyeler vs.) bireysel başvuru konusu edilemez. Ancak eğer bu tüzük, yönetmelik gibi idarenin düzenleyici işlemleri veya etkisiz işlem olan; bilirkişi görüşü, genel direktif, kurum içi görüşler sonucu kişi veya kişiler hakkında idare tarafından bir eylem veya işlem tesis edilmişse, bir karar alınmış ise bu işlem, eylem, karara karşı hak ihlali sebebiyle kişiler kendileri, temsilcileri veya Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvurusu avukat vasıtası ile yapabilmektedir.
Ayrıca Cumhurbaşkanının tek başına yaptığı işlemler, Yüksek Askeri Şuranın terfii işlemleri ile kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayırma işlemleri, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun meslekten çıkarma cezasına ilişkin olanlar dışındaki kararları gibi Anayasa’nın açıkca yargı denetimi dışında bıraktığı işlemler de bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesine başvuru yapılması imkânı olmayan işlemlerdir.
BİR TEMEL HAKKIN İHLAL EDİLDİĞİ TESPİT EDİLDİĞİNDE ANAYASA MAHKEMESİ HANGİ KARARLARI ALABİLİR?
ANAYASA MAHKEMESİNE BİREYSEL BAŞVURUDA TAZMİNAT
Bireysel başvuru incelemesi sonucunda bir temel hak ve hürriyetin ihlal edildiğine karar verildiğinde ayrıca ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir.
İhlalin bir mahkeme kararından kaynaklandığı tespit edilirse:
a) İhlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. İlgili mahkeme, ihlal kararında açıklanan ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde yeniden yargılama yapar ve mümkünse dosya üzerinden ivedilikle karar verir.
b) Anayasa Mahkemesi Bireysel Başvurusu Tazminat; Yapılan inceleme sonunda, başvurucunun bir hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi hâlinde yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmadığı takdirde başvurucu lehine uygun bir tazminata hükmedilebilir.
c) Anayasa Mahkemesi Bireysel Başvuru tazminat miktarının tespitinin, daha ayrıntılı bir incelemeyi gerektirmesi hâlinde, bu konu karara bağlanmaksızın genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir.
Hukuk büromuzun kurucu avukatı Avukat Mehmet Sepin, akademik ve avukat olarak insan hakları alanında;
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Bağlamında “Adil Yargılanma İlkesi”,
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kabul Edilebilirlik Kriterleri,
Ceza Hukuku Alanında Non Bis In Idem İlkesi,
İdari Yargı Alanında Hukuki Belirlilik ve Hukuki Güvenlik İlkeleri
Makaleleri bulunmaktadır. Web sitemizin makaleler kısmından inceleyebilirsiniz Anayasa Mahkemesi başvurusu hem iç hukuk kuralları ve mahkeme kararlarına hakimiyeti hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarına bir arada çalışma ve hazırlanmayı gerektiren başvurudur. Bu sebeple Anayasa Mahkemesine Başvuru Avukat yardımı almanız faydalıdır.