avrupa insan hakları mahkemesi

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE BAŞVURU

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, European Court of Human Rights

Strazburg’da bulunan uluslararası bir yargı organıdır. Mahkeme, İnsan Hakları ve Temel Özgürlükleri Korumaya Dair Sözleşme’yi onaylamış olan Avrupa Konseyi’ne üye devlet sayısına eşit sayıda hâkimden oluşur. Hâkimler, hiçbir devleti temsil etmeyip, Mahkeme’de kendi adlarına görev yaparlar.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, sadece Avrupa Konseyi’ne üye devletlerin imzasına açık uluslararası bir antlaşmadır. Sözleşme, bir yandan Mahkeme’yi kurup onun çalışma yöntemini belirlerken, diğer yandan da, taraf devletlerin saygı gösterme konusunda yükümlülük altına girdikleri bir haklar ve garantiler listesine yer vermektedir.

 

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE BAŞVURU ŞARTLARI – AVURUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE NASIL BAŞVURULUR

 

Mahkeme( European Court of Human Rights ), Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni uygular. İşlevi Sözleşme’de öngörülen hak ve garantilere devletlerin saygı gösterip göstermediğini denetlemektir. Bu işlevi gerçekleştirebilmesi için, bireyler ya da bazen devletler tarafından yapılan somut bir şikâyetle (“başvuru” adı verilir) Mahkeme’ye başvurulmuş olması gerekir. Mahkeme, söz konusu hak ya da garantilerden biri ya da birkaçının bir devlet tarafından ihlal edildiğini tespit ederse, bir “karar” verir ve bu karar bağlayıcıdır: ilgili devlet söz konusu kararı uygulamak zorundadır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuru avukat vasıtasıyla, kişinin doğrudan kendisi tarafından veya temsilci vasıtasıyla yapılabilmektedir.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE başvuruda Mahkeme’nin İçtüzüğü Hükümlerine göre başvuru yapılmaktadır. İç Tüzük hakkında bilgi için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuruda uzmanlaşmış avukat yardımı almak faydalıdır.

 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Başvuru Şartı Olarak İç Hukuk Yollarını Tüketmek Ne Demektir?

 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuru yapmanın önemli bir şartı da uyuşmazlıkla ilgilinin iç hukukta başvuru yollarının tüketilmiş olmasıdır. Peki bu başvuru yollarının tüketilmiş olması ne demektir?

Başvuru yollarının iç hukukta tüketilmiş olması demek, kişinin sorunu, uyuşmazlıkla ilgli durum hakkında tüm itiraz ve yargı yolunu tüketmiş olması gerekmektedir. İlk derece, istinaf ve temyiz ve Anayasa Mahkemesi bireysel başvuru yoluna başvurmuş ancak tüm bu idari ve yargı mercilerine başvurmasına rağmen talebi açısından lehine bir sonuç alamamış olması demektir.

Ancak o hak ihlali, uyuşmazlık hakkında Türkiye’de etkili bir iç hukuk yolu yok ise ya da açıkça o yol işlevsiz ise AİHM iç hukuk yollarını tüketmeden başvuru yapılmasını kabul edebilmektedir.

Bazı Özel Durumlar;

  • Ceza davalarında sanık hakkında Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması HAGB karanını uygulanması sonucu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuru yapılması halinde kural olarak hüküm açıklanmadığı ve sonuç doğurmadığından gerekçesiyle kişinin kabul edilebilirlik kriteri olan mağdur olma statüsü yokluğu sebebiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurusu ( Görüşümüzce bu karar yerinde değildir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi her an içtihat değişikliğine giderek bu görüşünü değiştirebileceği kanısındayız. Zira ortada bir karar olmasa da potansiyel mağduriyet vardır ve potansiyel mağdur da bunu sağlamaktadır) Ancak bunun istisnasını İfade özgürlüğü ile toplantı ve gösteri yürüyüşü özgürlüğü oluşturur. Kişi hakkında Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması HAGB kararı verilse de, söz konusu bu durum İfade özgürlüğü veya toplantı ve gösteri yürüşü haklarından herhangi birini veya her ikisini ihlal ettiği iddiası varsa HAGB verilse bile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuru yapılabilir.

 

  • İfade özgürlüğü ile kişilik haklarının çatıştığı durumlarda başvuru yapmak isteyen kişinin ceza yargılaması dışında özel hukuk yargılaması yani tazminat yolunu da tüketmiş olması gerekmektedir. Yani tazminat talep etmiş talebinin mahkemelerce reddedilmiş olması şartı aranmaktadır. Bu durum başvuru yapmak isteyen ve avukatlarca dikkat edilmesi gereken bir husustur.

 

 

  • Yukarıdaki istisna durumu gibi yine tıbbi ihmal, doktor hatası veya mobbing davalarında da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince ceza yargılaması dışında tazminat yolunun da tüketilmiş olması şartını aramaktadır. Aksi takdirde iç hukuk yollarının tüketilmediği gerekçesiyle kabul edilemezlik kararı verilmektedir.

 

 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuru avukat vasıtasıyla gerçekleştirilmiş ise vekaletname ve avukat bilgileri Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Başvuru Formunda belirtilmelidir.

 

 

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE HANGİ KONU VE HAK İHLALLERİ SEBEBİYLE BAŞVURULABİLİR?

 

Bir konunun ve hakkın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Sözleşme Eki Protokollerde düzenlenmiş olması durumunda; bir konu, olay, durum sebebiyle kişilerin bu hakları ihlal edilmiş ise kişiler iç hukuk yollarını tüketmesinin ardından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurabilir. Uyuşmazlığın, hak ihlalinin veya açılmış olan davaların kaybedilmesi durumunda, bu durumlara ilişkin olarak başvurunuzun Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kabul edilebilirlik koşullarına girip gitmediği hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi konusunda uzman bir avukata, hukukçuya danışmanız faydalıdır.

Yalnızca gerçek kişi bireyler değil özel hukuk tüzel kişisi olan örneğin, şirketler de haklarını ihlal eden konular için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuru yapabilecektir.

 

 

 

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE NE ZAMAN BAŞVURULARABİLİR?

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE BAŞVURU SÜRESİ NEDİR?

 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne Türkiye’de tüm idari veya özel başvurularınız sonuç kalmışsa ve bu başvurularının sonuç kalmasına karşı hakkınızı yerine getirmek için yargılama yollarını tüketmişseniz. Yani  tüm idari itirazlarınız ve dava hakkınızın bulunması durumunda dava açıp davanız sonuçsuz kalıp; davanız hakkında istinaf, temyiz gibi aşamalardan da sonuçsuz kalınmış ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuru hakkınız artık doğmuştur. Zira Türkiye Sözleşmeye taraf bir ülkedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuruyu, tüm yolların tüketilmesinin tebliği veya öğrenilmesinden itibaren 6 Ay içinde başvurunuzu yapabilirsiniz. Bu sebeple Avrupa İnsan Hakları Mahkmesine başvuru süresi 6 aydır.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi başvurunda hem Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hem de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları açısından desteklenmesi ve gözetilmesi faydalıdır. Zira mahkemenin pilot karar uygulanması etkilidir. Başvuruda bu kararlara atıf yapılması faydalıdır. Bu sebeple Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi başvurusu avukat tarafından yardım almanız faydalıdır.

Eğer hakkınız ihlal edilmişse ancak o hakkınızı sağlamada gerekli ve yeterli bir başvuru mekanizması yok ise veya etkisiz ise AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İÇTİHATLARINA GÖRE ARTIK, AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE BAŞVURU İÇİN ; TÜRKEYİE’DEKİ BAŞVURU VE YARGI YOLLARINI TÜKETMENİZE GEREK YOKTUR. ZİRA ETKİSİZ HAK ARAMA YOLLARI OLDUĞU İÇİN BU BİR ZAMAN KAYBIDIR VE BU SEBEPLE AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ BAŞVURU YOLLARINI TÜKETMESENİZ BİLE BAŞVURUNUZU DOĞRUDAN KABUL EDER VE YARGILAMASINI GERÇEKLEŞTİRİR.

 

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE BAŞVURUSUNDA TAZMİNAT TALEP ETMEK

Hakkı ihlal edildiği halde, Türkiye’de bu hakkını tüm idari itirazlara ve tüm yargılamalara rağmen giderilmeyen kişi hak ihlali başvurusu yaparken ayrıca tazminat talep edebilmektedir. İhlal varsa ve GEREKTİĞİ TAKDİRDE Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tazminat ödenmesine hükmedebilmektedir. Akademik bir çok kitapta, Barolar tarafından, Adalet Bakanlığı tarafından yayınlanan bilgi amaçlı kitap ve sair yayınlarda çok hatalı bir şekilde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde Tazminat Talep edebilmek için  ÖNEMLİ BİR ZARAR OLMASI gerektiğine ilişkin ibareler bulunmaktadır. Ancak böyle bir şart orijinal metinde bulunmamaktadır. Ek protokol ile gelen bu ibarenin Türkçe çevirisinin yapılması sırasında bu çeviri hatasının halen bir çok kaynakta devam ettiğini görmekteyiz. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne zarar şartı olarak ÖNEMLİ BİR ZARAR ŞARTI YOKTUR. BU SEBEPLE ÖNEMLİ-ÖNEMSİZ ZARAR AYRIMI DA YOKTUR!!! Ek 14. Protokolün 12. Maddesi ile Sözleşmenin 35. Maddesine eklenen “ significiant disadvantage” ifadesi önemli zarar olarak çevirmek son derece büyük bir hatadır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 41. Maddesine göre GEREKTİĞİ TAKDİRDE tazmin edilir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi başvurusu avukat vasıtasıyla da olsa bireysel de olsa başvuru yapan avukat meslektaşlarımızın veya kişilerin bu hususa dikkat etmeleri gerekmektedir.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi başvurusu tazminat talep etmek için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İç Tüzüğü’nde belirtilen şartlar ve usulü göre tazminat talep edilmesi gerekmektedir. Tazminat talebi önemli ve şekil şartları taşıyan bir husus olması sebebiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi başvurusu avukat yardımı almak başvuru öncesinde de  faydalıdır.

Sözleşmenin 41. maddesi uyarınca aşağıdakiler açısından adil tazmine hükmedilebilir: a) Maddi zarar; b) Manevi zarar; ve c) Masraf ve giderler.

 

Sözleşmenin 41. maddesi uyarınca hükmedilen her türlü nakdi tazminat, başvurucunun taleplerinde ifade etmiş olduğu para birimi hesaba katılmaksızın, genellikle Euro (€) şeklinde olacaktır. Başvurucuya Euro dışındaki bir para birimi ile ödeme yapılması halinde, Mahkeme hükmedilen meblağın ödeme günü kur değeriyle diğer para birimine çevrilmesi talimatını verecektir. Başvurucular, taleplerini sundukları zaman farklı para birimlerinde ifade edilen meblağların Euro’ya çevrilmesi veya tersi bir işlemin etkileri ışığında bu uygulamanın çıkarımlarını dikkate almalıdırlar. Mahkeme, tazminatın ödeme tarihine resen karar verir ve ilke olarak bu tarih, Mahkeme kararının kesinleştiği ve bağlayıcı hale geldiği tarihten 3 ay sonrasıdır. Bu süresinin aşılması durumunda Mahkeme, temerrüt faizinin uygulanmasına hükmedecektir.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi başvurusu tazminat talepleri ve adli tazmin talepleri hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi başvurusunda uzmanlaşmış avukat yardımı almak faydalıdır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi başvurusunu kişiler bireysel olarak, temsiyci vasıtasıyla ve ya avukat vasıtasıyla yapabilmektedir.

 

Hukuk büromuzun kurucu avukatı Avukat Mehmet Sepin, akademik ve avukat olarak insan hakları alanında;

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Bağlamında “Adil Yargılanma İlkesi”,

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kabul Edilebilirlik Kriterleri,

Ceza Hukuku Alanında Non Bis In Idem İlkesi,

İdari Yargı Alanında Hukuki Belirlilik ve Hukuki Güvenlik İlkeleri

İsimlerinde insan hakları hukukuna ilişkin akademik makaleler yazmıştır.

Leave a Comment