TÜRK VATANDAŞLIĞI BAŞVURUSU VE TÜRK VATANDAŞLIĞI DAVALARI
Genel Olarak Türk Vatandaşlğının Kazanılması – İstisnai Türk Vatandaşlığının Kazanılması – Çalışma İzni
TÜRK VATANDAŞLIĞI NASIL KAZANILIR?
TÜRK VATANDAŞLIĞI KANUNU VE TÜRK VATANDAŞLIĞI KANUNUNUN UYGULANMASINA İLİŞKİN YÖNETMELİK UYARINCA;
- Kendi millî kanununa, vatansız ise,
- Başvuru tarihinden geriye doğru Türkiye’de beş yıl ikamet etmiş olmak.
- Türkiye’de yerleşmeye karar verdiğini; Türkiye’de taşınmaz mal edinmek ( malın değeri vatandaşlığa kabul için önemlidir.)
- İş kurmak, yatırım yapmak, ticaret ve iş merkezini Türkiye’ye nakletmek,
- Çalışma iznine tabi olarak bir iş yerinde çalışmak ve benzeri davranışlarla teyit etmiş olmak
- Türk vatandaşı ile evlenmek, ailece müracaat etmek, daha önce Türk vatandaşlığını kazanmış olan ana, baba, kardeş ya da çocuk sahibi olmak
- Eğitimini Türkiye’de tamamlamak.
- Türkiye’de kendisinin ve bakmakla yükümlü olduğu kimselerin geçimini sağlayacak gelire veya mesleğe sahip olmak.
- Millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmamak.
Gibi şartları aranır.
TÜRK VATANDAŞLĞI BAŞVURU MAKAMI VE USUL;
TÜRK VATANDAŞLĞI İÇİN NEREYE BAŞVURULUR?
Başvurular yerleşim yerinin bulunduğu valiliğe bizzat veya bu hakkın kullanılmasına ilişkin özel vekâletname ile yapılır. Türk Vatandaşlığı için Avukat Vekaletnamesi vermeniz durumunda avukatlarınız da başvuruyu yapabilir. Posta yoluyla yapılan müracaatlar kabul edilmez. Ergin olmayan veya ayırt etme gücünden yoksun bulunan kişilerin Türk Vatandaşlığı ilgili başvuruları veli ya da vasileri tarafından yapılır.
Yasal ikamet izni olmaksızın veya yasal olmakla birlikte Türkiye’de yerleşme niyetini göstermeyen; sığınma veya iltica başvuru sahibi, sığınmacı, öğrenim, turistik, öğrenim gören çocuğuna refakat, tedavi gibi amaçlarla alınan ikamet izniyle ya da diplomatik veya konsüller ayrıcalıkla bağışıklık sağlayan yabancı misyon personeli kimlik kartıyla Türkiye’de ikamet edilmesi Türk vatandaşlığının kazanılmasında geçerli ikamet olarak kabul edilmez.
Türk vatandaşlığının kazanılmasında kabul edilmeyen Türkiye’deki ikamet nedenleri ile Türkiye’de bulunan kişinin sonradan geçerli sayılan bir nedenle ikamet alması halinde önceki ikamet süreleri de hesaba katılır. Bu hüküm, turistik amaçlı ikamet tezkeresi ile Türkiye’de bulunanlar hakkında uygulanmaz.
Türk Vatandaşlığı başvurusu avukat yardımı almanız faydalıdır. Vatandaşlık başvurusu reddedilmesi durumunda vatandaşlık davası açmak hakkınız bulunmaktadır, vatandaşlık davası avukat yardımı almanız, bu dava türü açısından faydalıdır.
İSTİSNAİ TÜRK VATANDAŞILĞININ KAZANILMASI;
İSTİSNAİ TÜRK VATANDAŞLIĞI NASIL KAZANILIR?
İstisnai Türk Vatandaşlığı farklı bir vatandaşlık kazanma usulü olarak, Genel Vatandaşlık Kazanılmadaki diğer şartların; evlilik, 5 yılık ikamet süresi, eğitimini Türkiye’de tamamlamak, taşınmaz sahibi olmak gibi şartlar aranmaksızın idari makamlara geniş takdir yetkisi sunan, kişinin özel durumu ve vatandaşlık başvurusu değerlendirilmek suretiyle vatandaşlık kazanılır.
Buna ilaveten aşağıdaki kişiler de İstisnai Türk Vatandaşlığına başvurabilir;
*Türkiye’ye sanayi tesisleri getiren veya bilimsel,
teknolojik, ekonomik, sosyal, sportif, kültürel, sanatsal alanlarda olağanüstü
hizmeti geçen ya da geçeceği düşünülen ve ilgili bakanlıklarca haklarında
gerekçeli teklifte bulunulan kişiler
*Türkiye’de yükseköğrenimini tamamlayanlardan mezuniyet tarihinden itibaren altı ay içinde müracaat edenler
*Turkuaz Kart sahibi yabancılar ve bunların yabancı eşi, kendisinin ve eşinin ergin olmayan veya bağımlı yabancı çocuğu.
Ayrıca son değişiklikler uyarınca; Yatırım yaparak İstisnai Türk Vatandaşlığı , Ev Alarak Türk Vatandaşlığı kazanmak şeklinde , gayrimenkul alımı ile İstisnai Türk Vatandaşlığı hakkında değişiklikler yapılmıştır.
- En az 500.000 Amerikan Doları tutarında sabit sermaye yatırımı gerçekleştirdiği Ekonomi Bakanlığınca,
- Türkiye’de ev alan yabancılara vatandaşlık, En az 250,000 (Bir milyon) Amerikan doları tutarında taşınmazı tapu kayıtlarına üç yıl satılmaması şerhi koyulmak şartıyla satın aldığı Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca,
- En az 50 kişilik istihdam oluşturduğu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca,
- En az 1.000.000 Amerikan Doları tutarında mevduatı üç yıl tutma şartıyla Türkiye’de faaliyet gösteren bankalara yatırdığı Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunca,
- En az 250.000 Amerikan Doları tutarında Devlet borçlanma araçlarını üç yıl tutmak şartıyla satın aldığı Hazine Müsteşarlığınca tespit edilen yabancılar da bu kapsamda değerlendirilerek Bakanlar Kurulunun kararı ile istisnai olarak Türk vatandaşlığını kazanmak üzere müracaat edebilirler.
Başvuru Makamı ve Usul
İstisna Türk Vatandaşlığı, Bakanlığın yazılı talimatı üzerine Türk vatandaşlığını istisnai olarak kazanması teklif edilen yabancı hakkında yurt içinde yerleşim yerinin bulunduğu valilik, yurt dışında ise dış temsilciliklerimiz tarafından başvuru belgelerinden oluşan vatandaşlık dosyası düzenlenir.
Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen yabancıların, Türk Vatandaşlığı Başvurusu sırasında ibraz ettikleri yabancı makamlardan alınan diploma, pasaport gibi belgelerin Türkçe tercümeli ve noter tasdikli olması yeterlidir.
Key Words: Vatandaşlık, Türk Vatandaşlığı Kazanma, Türk Vatandaşlığı Başvuru, İstisnai Vatandaşlık Başvuru, Vatandaşlık Dava, Vatandaşlık Avukat , Cİtizienship Application
EVLENME YOLUYLA TÜRK VATANDAŞILIĞININ KAZANILMASI :
Evlenme ile Türk Vatandaşlığı kazanmak hakkında öncelikle belirtilecek husus bir Türk vatandaşı ile evlilik, doğrudan Türk vatandaşlığını kazandırmaz. En az üç yıldan beri bir Türk vatandaşı ile evli olan ve evliliği devam eden yabancılar Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvurabilirler. Başvuru doğrudan Türk Vatandaşlığının kazanıldığı anlamına gelmez. Başvurunun kabul edilmesi gereklidir.
Başvuru tarihinden sonra Türk vatandaşı eşin ölümü nedeniyle evliliğin sona ermesi halinde aile birliği içinde yaşama şartı aranmaz.
Evlenme ile Türk Vatandaşlığını kazanmak sonucu yabancılar evlenmenin hükümsüzlüğüne karar verilmesi halinde evlenmede iyi niyetli iseler Türk vatandaşlığını Kazanma durumları devam eder.
Evlenme ile Türk Vatandaşlığını kazanan yabancının evliliğinin butlanına karar verilmesi halinde, Türk vatandaşlığını muhafaza edip etmeyeceği konusu Valilik aracılığıyla Bakanlıktan sorulur.
GÖÇMENLERİN TÜRK VATANDAŞLĞINI KAZANMASI
5543 sayılı İskân Kanununa göre işlemleri tamamlanarak göçmen olarak kabul edilen kişilerin vatandaşlık dosyası il göç idaresi müdürlüğünce düzenlenir ve Bakanlığa gönderilir. Türk vatandaşlığını kazanmak üzere Bakanlığa gönderilen yabancının dosyası incelenir ve kişinin Türk vatandaşlığını kazanması için Bakanlar Kuruluna teklifte bulunulur. Bakanlar Kurulu kararı ile Türk vatandaşlığı kazanılabilir.
İlgili Kanun Maddesi
5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 12 nci maddesi
uyarınca:
(1) Millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından
engel teşkil edecek bir hali bulunmamak şartıyla Bakanlığın teklifi, Bakanlar
Kurulunun kararı ile aşağıda belirtilen yabancılar Türk vatandaşlığını kazanabilirler.
d) Göçmen olarak kabul edilen kişiler.
Vatandaşlık Davası
5901 sayılı Türk Vatandaşlığı kanunu‘nun 10.maddesinde, “Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen bir yabancı, bu Kanunda belirtilen şartları taşıması halinde yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığını kazanabilir. Ancak, aranan şartları taşımak vatandaşlığın kazanılmasında kişiye mutlak bir hak sağlamaz.” Hükmü bulunmaktadır. aynı Kanunun “Türk vatandaşlığının evlenme yoluyla kazanılması” başlıklı 16.maddesinde; “(1) Bir Türk vatandaşı ile evlenme doğrudan Türk vatandaşlığını kazandırmaz. Ancak bir Türk vatandaşı ile en az üç yıldan beri evli olan ve evliliği devam eden yabancılar Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuruda bulunabilir. Başvuru sahiplerinde;
a) Aile birliği içinde yaşama,
b)Evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama,
c) Milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama, şartları aranır.
(2) Başvurudan sonra Türk vatandaşlı eşin ölümü nedeniyle evliliğin sona ermesi halinde birinci fıkranın (a) bendindeki şart aranmaz.
(3) Evlenme ile Türk vatandaşlığını kazanan yabancılar evlenmenin butlanına karar verilmesi halinde evlenmede iyi niyetli iseler Türk vatandaşlığını muhafaza ederler. Düzenlemesi yer almıştır.
Evlenme sebebiyle Türk Vatandaşlığı başvurusu reddedilenler idare mahkemesinde vatandaşlık davası açabilirler. Vatandaşlık davası açmak isteyen kişiler idare mahkemelerine davaları için başvurmaları gerekmektedir. Türk Vatandaşlığı başvurusu reddedilen kişilerin vatandaşlık davası avukat yardımı almaları faydalıdır.
Evlenme dışındaki bir sebeplerle başvurusu yapılıp, Türk Vatandaşlığı başvurusu yapıldığı halde başvurusu reddedilenlerin idare mahkemesinde vatandaşlık davası açma hakkı bulunmaktadır. Anayasamızın 125. Maddesine göre idarenin her türlü işlem ve eylemine karşı yargı yolu açıktır. Vatandaşlık başvurusu reddi kararlarına karşı, idare mahkemelerinde açılacak vatandaşlık davası için bir avukattan yardım almanız faydalıdır.
VATANDAŞLIK DAVASI EMSAL KARARLAR:
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2012/84..
Karar No : 2015/40..
İstemin_Özeti : … İdare Mahkemesince davanın reddi yolunda verilen …
tarih ve E…., K…. sayılı kararın hukuka aykırı olduğundan 2577 sayılı
Kanun’un 49.maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulmasına karar verilmesi
istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanmasına karar
verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanunu’nun 17/2. maddesi uyarınca davacının duruşma istemi yerinde
görülmeyerek, işin esası incelenip gereği görüşüldü:
Dava; … uyruklu olan ve Türk vatandaşıyla evlenen davacının, evlenme yoluyla
Türk vatandaşlığını kazanmak istemiyle yaptığı başvurunun, 5901 sayılı Kanunun
10 ve 16.maddelerine uygun olmadığından bahisle reddine ilişkin 2/2/2011 tarih
ve 10897 sayılı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü işleminin iptali
istemiyle açılmıştır.
…. İdare Mahkemesince, davacının Türk vatandaşı olan eşi …. ile evlilik ve
aile birliği içinde birlikte yaşadığı, bu evlilikten bir çocuğunun olduğu,
evliliğin aile birliği içerisinde devam etmediğine yönelik somut bir tespitin
bulunmadığı, eşi …. ile birlikte ortak banka hesaplarının bulunduğu, üzerine
taşınmaz devrinin olduğu, birlikte aynı arabada kaza geçirdikleri, dolayısıyla
aile birliği içinde yaşadıkları, davacı hakkında açılan davanın ise, bir iftira
nedeniyle oluştuğu, bu davada beraat ettiği ileri sürülmekte ise de, mevzuat
hükümleri gereği davacının Türkiye içinde kamu düzenini ve asayişi bozucu, örf
ve adetle bağdaşmayan nitelikte eylemlerinin olduğu, nitekim aile birliği
içinde birlikte yaşadığını belirttiği eşi … ile birlikte fuhuşa aracılık
ettiğinden bahisle hakkında dava açıldığı, dava sonucunda …. Ağır Ceza
Mahkemesinin… tarih ve E…., K…. sayılı kararı ile davacının eşi …hakkında
suç örgütüne üye olmak, fuhuşa aracılık etmek suçlarından mahkumiyet kararı
verildiği; davacı hakkında ise, delil yetersizliğinden beraat kararı verildiği
anlaşılmakla birlikte vatandaşlığa kabul konusunda devletin egemenlik hakkı ve
takdir yetkisinin bulunduğu, bu kapsamda dava konusu işlemin davalı idarece
kamu düzenine ve kamu yararına uygun olarak tesis edildiği sonucuna varılmakla,
davacının, Türk vatandaşlığına alınma talebiyle yaptığı başvurunun reddine
ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın
reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, hakkında beraat kararı verilmesine karşın Mahkemece bu
hususun gözardı edilerek eylemlerinin sübut bulduğundan hareketle karar
verildiği, davacının ikametgah süresinin kısaltılmasına ilişkin işleme karşı
açılan davada verilen mahkeme kararının Dairenin 2010/4519 esas sayılı
davasında yürütmesinin durdurulduğu, hiçbir sabıkası bulunmayan davacının aile
birliği içerisinde yaşadığı, 2 yaşında bir çocuğu olduğu, Ege Üniversitesinde yükseköğrenim
gördüğü, idarenin takdir yetkisini keyfi şekilde kullandığı, davacının çalışma
izni başvurularının da reddedildiği öne sürülerek anılan idare mahkemesi
kararının temyizen incelenip bozulmasına karar verilmesi istenilmektedir.
12/6/2009 tarih ve 27256 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren
5901 sayılı Türk
Vatandaşlığı Kanunu’nun 16. maddesinde, “Bir Türk vatandaşı ile
evlenme doğrudan Türk vatandaşlığını kazandırmaz. Ancak bir Türk vatandaşı ile
en az üç yıldan beri evli olan ve evliliği devam eden yabancılar Türk vatandaşlığını
kazanmak üzere başvuruda bulunabilir.
Başvuru sahiplerinde;
a) Aile birliği içinde yaşama,
b) Evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama,
c) Millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali
bulunmama şartları aranır.” hükmü bulunmaktadır.
Dava dosyasının incelenmesinden, Rusya uyruklu olan ve 6/3/2007 tarihinde Türk vatandaşıyla evlenen
davacının, evlenme yoluyla Türk vatandaşlığına alınma talebiyle yaptığı başvuru
üzerine, davacı hakkında idarece yapılan inceleme ve araştırmalar sonucu, 1986
doğumlu olan davacının, 23/7/2007 tarihinden 22/3/2008 tarihine kadar geçerli
ikamet tezkeresi aldığı, daha sonra bu tezkerenin 23/3/2008 tarihinden
22/3/2010 tarihine kadar yenilendiği, evliliğinden bir müşterek çocuklarının
bulunduğu, evliliğe ait ortak meskenlerinin olduğu, aynı adreste evlilik
birliği içerisinde yaşadıkları, komşuluk münasebetlerinin bulunduğu
tespitlerine yer verildiği; ancak davacı ve eşinin, suç işlemek amacıyla örgüt
kurmak ve yönetmek, bu örgüte üye olmak, örgüt faaliyeti çerçevesinde insan
ticareti yapmak, fuhuş yaptırmak, 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından
…Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanması gerekçe gösterilerek, 5901 sayılı
Kanunun 16.maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yazılı, “Evlilik
birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama” şartını taşımadığından
bahisle başvurunun reddi yönünde işlem tesis edildiği, bu işlemin iptali
istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bakılan uyuşmazlıkta, davacının, 6/3/2007 tarihinde resmi nikahla Türk
vatandaşı ile evlendiği ve evliliğinin başvuru tarihi itibariyle devam ettiği,
davacının Türk vatandaşı eşi ile müşterek bir çocuklarının bulunduğu, davacının
Türkiye’de yükseköğrenime devam ettiği, yapılan ön inceleme ve araştırma
sonucunda, davacı ve eşinin evliliğe ait ortak meskenlerinin olduğu, aynı
adreste evlilik birliği içerisinde yaşadıkları, komşuluk münasebetlerinin
bulunduğu tespitlerine yer verildiği; diğer taraftan, davacı ve eşinin, suç
işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek, bu örgüte üye olmak, örgüt faaliyeti
çerçevesinde insan ticareti yapmak, fuhuş yaptırmak, 6136 sayılı Kanuna
muhalefet suçlarından…Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sonucu
davacının beraatine karar verildiği görülmekte olup, hakkında ceza yargılaması
beraat ile sonuçlanan ve bu tarihten sonra Türkiye’de bulunan davacının, bu
süre içerisinde kamu düzenine ve milli güvenliğe zarar verecek davranışlarda
bulunduğu, suç işlediği veya yasa dışı faaliyetler içinde yer aldığı yönünde
herhangi bir tespit yapılmadığından, 5901 sayılı Kanunun 16.maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendinde yazılı şartı taşımadığı gerekçesiyle Türk
vatandaşlığına alınma istemiyle yapılan başvurunun reddi yolunda tesis edilen
dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Bu durumda, dava konusu işlemin iptali gerekirken davanın reddi yolunda verilen
idare mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüyle, … İdare Mahkemesinin …
tarih ve E…., K…. sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek
üzere dosyanın anılan İdare Mahkemesine gönderilmesine 5/10/2015 tarihinde
oyçokluğuyla karar verildi.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2012/….
Karar No : 2015/….
İstemin_Özeti : … vatandaşı olan davacının, Türk soylu olması nedeniyle Türk
vatandaşlığına alınması istemiyle yaptığı 3/12/2010 tarihli başvurunun, 5901
sayılı Kanun’un 11.maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde öngörülen
“Başvuru tarihinden geriye doğru Türkiye’de kesintisiz beş yıl ikamet
etmek” şartını taşımadığından bahisle reddine ilişkin 22/12/2010 tarih ve
11720 sayılı işleminin iptali istemiyle açılan davada; davacının Türk Soylu
olduğunun 31/10/2007 tarihinde yapılan mülakat ile tespit edildiği, ancak 3/12/2010
tarihinde yapmış olduğu başvurudan itibaren geriye dönük olarak 5901 sayılı
Kanun’un geçici 1. maddesi uyarınca aranan iki yıllık ikamet etme şartını
sağlamadığından Türk Vatandaşlığı Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik’in
16. maddesinin 2.fıkrası uyarınca davacının başvurusunun reddine ilişkin dava
konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolunda
verilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E…., K…. sayılı kararının;
7/8/2006 tarihinden itibaren Türkiyeden hiç ayrılmadığı, 1998 yılından itibaren
Türkiye’de ikamet ettiğine dair muhtarlık yazısının dosyada bulunduğu,
Türkiye’de mal edindiği, mevzuatın aradığı diğer şartları taşıdığı ileri
sürülerek 2577 sayılı Kanun’un 49.maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulmasına
karar verilmesi istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi : Dava konusu işlem yetkisiz makamca tesis edildiğinden temyiz
isteminin kabulüyle davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının
bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü:
Dava, … vatandaşı olan davacının, Türk soylu olması nedeniyle Türk
vatandaşlığına alınması istemiyle yaptığı 3/12/2010 tarihli başvurunun, 5901
sayılı Kanun’un 11.maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde öngörülen
“Başvuru tarihinden geriye doğru Türkiye’de kesintisiz beş yıl ikamet
etmek” şartını taşımadığından bahisle reddine ilişkin 22/12/2010 tarih ve
11720 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince, davacının Türk Soylu olduğunun 31/10/2007 tarihinde
yapılan mülakat ile tespit edildiği, ancak 3/12/2010 tarihinde yapmış olduğu
başvurudan itibaren geriye dönük olarak 5901 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi uyarınca
aranan iki yıllık ikamet etme şartını sağlamadığından Türk Vatandaşlığı
Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 16. maddesinin 2.fıkrası uyarınca
davacının başvurusunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık
bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, 7/8/2006 tarihinden itibaren Türkiyeden hiç ayrılmadığı,
1998 yılından itibaren Türkiye’de ikamet ettiğine dair muhtarlık yazısının
dosyada bulunduğu, Türkiye’de mal edindiği, mevzuatın aradığı diğer şartları
taşıdığı, mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek anılan idare
mahkemesi kararının temyizen incelenip bozulmasına karar verilmesi
istenilmektedir.
12/6/2009 tarih ve 27256 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren
5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun “Yetkili makam kararı ile Türk
vatandaşlığının kazanılmasında usul ve esaslar” başlıklı 19. maddesinin
birinci fıkrasında, yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığını kazanmak
isteyen yabancılardan başvuru için gerekli şartları taşıyanlar adına
vatandaşlık dosyası düzenleneceği ve karar verilmek üzere Bakanlığa
gönderileceği, Bakanlıkça yapılacak inceleme ve araştırma sonucunda durumu
uygun bulunanların Bakanlık kararı ile Türk vatandaşlığını kazanabileceği,
uygun görülmeyenlerin taleplerinin ise Bakanlıkça reddedileceği düzenlenmiştir.
Dosyasının incelenmesinden, Makedonya uyruklu olan davacının, Türk soylu olması
nedeniyle Türk vatandaşlığına alınma istemiyle 3/12/2010 tarihinde ne
başvurarak 5901 sayılı Kanun uyarınca Türk vatandaşlığına alınma talebinde
bulunduğu, başvurunun 5901 sayılı Kanunun 11.maddesinin birinci fıkrasının (b)
bendinde öngörülen “Başvuru tarihinden geriye doğru Türkiye’de kesintisiz
beş yıl ikamet etmek” şartını taşımadığından bahisle, Valilik tarafından
reddedildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, yukarıda anılan mevzuat hükmü uyarınca davacının Türk
vatandaşlığını kazanmak için yaptığı başvuru hakkında karar verecek yetkili
makam İçişleri Bakanlığı olmasına rağmen, söz konusu başvurunun tarafından reddedilmesine
ilişkin dava konusu işlemde yetki yönünden hukuka uyarlık görülmemiştir.
Bu durumda, yetki yönünden dava konusu işlemin iptali gerekirken, davanın reddi
yolunda verilen idare mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüyle, …. İdare Mahkemesinin …
tarih ve E…., K…. sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek
üzere dosyanın anılan İdare Mahkemesine gönderilmesine 5/10/2015 tarihinde oy
birliğiyle karar verildi.
ÇALIŞMA İZNİ
ÇALIŞMA İZNİ NE ANLAMA GELİR?
Türkiye’de çalışma izni almak, yabancı kişilerin Türkiye’de herhangi bir işte çalışabilmek için Çalışma ve Sosyal Güvelik Bakanlığı’ndan ya da ilgili diğer kurumlardan kendisine çalışma ve ikamet izni almak zorundadır.
Çalışma izni belgesi ya da muafiyet belgesi olmaksızın çalışan yabancı uyruklu kişiler ve işverenleri için idari para cezası ve süreli giriş yasağı uygulanmaktadır. Türkiye’de bulunan yabancıların çalışma izni ya da muafiyet belgesi almaları zorunludur.
ÇALIŞMA İZİN TÜRLERİ
Çalışma izni Çeşitleri yabancılar alacakları çalışma izinleri ile bir işveren yanında bağımlı çalışabilecekleri gibi, bağımsız (kendi nam ve hesabına) olarak da çalışabilirler. Süreli çalışma izni ve süresiz çalışma izni türleri bulunmaktadır.
Süreli Çalışma İzni
Süreli Çalışma İzni, belirli bir işletme ve belirli bir meslekte çalışmak üzere en fazla “bir yıl” süreyle verilir. Bir yıllık kanuni çalışma süresinden sonra; aynı işyeri veya aynı işletme ve aynı meslekte çalışmak üzere çalışma iznin süresi en fazla “iki yıl” daha uzatılabilir.
Üç yıllık kanuni çalışma süresinin sonunda, aynı meslekte ancak bu defa dilediği işverenin yanında çalışmak üzere çalışma İzninin süresi en fazla “üç yıl” daha uzatılabilir
Süresiz Çalışma İzni
Türkiye’de en az “sekiz yıl” kanuni ve kesintisiz ikamet eden veya toplam “altı yıllık” kanuni çalışması olan yabancılara süresiz çalışma izni verilebilir.
- Bağımsız çalışma izni
Türkiye’de
en az “beş yıl” kanuni ve kesintisiz ikamet etmiş olmaları,
çalışmalarının ekonomik kalkınma açısından katma değer yaratması ve istihdam
üzerinde olumlu etki yapacak olması koşulu ile Bağımsız çalışma izni
verilebilir.
- İstisnai
haller
- Türk vatandaşı ile evli olanlar;
- Yerleşmiş sayılan yabancılar;
- Yerleşmiş sayılan yabancıların çocukları;
- Türk vatandaşlığını kaybedenler;
- İskan Kanunu kapsamında olanlar;
- Avrupa Birliği üyesi ülke vatandaşları ile bunların eş ve çocukları;
- Bilimsel, Kültürel ve Sportif amaçlarla kısa süreli gelenler;
- Kilit personel niteliğindeki yabancılar vb. Yabancılar istisnai haller kapsamında çalışma izni alabilirler
Çalışma İzni hakkında ayrıntılı bilgi için bir avukata danışmak faydalıdır.
ÇALIŞMA İZNİ MÜRACAATI NEREYE YAPILIR?
ÇALIŞMA İZNİ NASIL ALINIR?
Çalışma izni almak isteyen yabancı ülke vatandaşları yurt içinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na, yurt dışında ise vatandaşı oldukları ya da yasal olarak yaşadıkları ülkedeki Türkiye Cumhuriyeti büyükelçilikleri veya başkonsolosluklarına başvuru yapabilirler.
Türkiye’de öğrenim görmek amacıyla yurtiçinden en az 6 ay süreli ikamet izni alan ve 6 aylık süresi henüz bitmemiş ola yabancılar ya da işverenleri başvurularını doğrudan Bakanlığa yapabilirler.
İnsan ticaretine konu olan veya olabilecek alanlarda çalışacak yabancılar için altı ay süreyle ikamet etmiş olması konusu dikkate alınmaz ve her defasında dış temsilciliklerimizden izin almaları koşulu aranır.
Turistik vize ya da çalışma amacı taşımayan diğer vizelerle veya Türkiye ile diğer ülke arasındaki vize muafiyeti programı ve vize kolaylıkları ile Türkiye’ye gelmiş olan ve ikamet izi olmayan yabancılar, çalışma izni için yurt içinde başvuru yapamazlar. Başvurular yetkili aracı kurum tarafından da yapılabilir.
Çalışma izni sahibi yabancılar çalışma izinlerinin süresinin dolmasına 60 gün kalmasından itibaren ve her halükarda çalışma izinin süresi dolmadan önce uzatma başvurusunda bulunabilirler. Bu süreler dolduktan sonra yapılan uzatma başvuruları kabul edilmemektedir.
ÇALIŞMA İZNİ İÇİN ÇALIŞMA ÖN İZİNİ NEDİR?
Mesleki yeterlilik gerektiren sağlık ve eğitim hizmetlerinde çalışmak isteyen yabancılar, çalışma izini başvurularının değerlendirilmesi için öncelikle ön izin almak zorundadırlar. Ön izin vermeye yetkili kurumlar sağlık hizmetleri için Sağlık Bakanlığı, eğitim hizmetlerinde ise Milli Eğitim Bakanlığı’dır. Yüksek Öğretim Kanunu uyarınca çalışacak yabancı uyruklu öğretim elemanlarının çalışma izni, öncelikle Yükseköğretim Kurulunda ilgili mevzuata göre alınacak ön izne bağlı olarak Bakanlıkça verilir.
Ar-Ge Merkezi Belgesi olan firmalarda Ar-Ge personeli olarak çalışacak olan yabancıların izin alabilmeleri için Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yabancı hakkında olumlu olarak görüş bildirmek zorundadır. Aksi takdirde izin verilmemektedir.
Sorularınızı Aşağıda Sorabilirsiniz:
Vatandaşlık başvurusunun reddi dolayısıyla içişleri bakanlığına açtığımız davayı kazandık, karar 20 gün önce tarafımıza tebliğ edildi.
şimdi yapılması gereken şey karar aslıyla benim tekrar başvurmamızmıdır?yoksa önceki vatandaşlık başvurumuz geçerlimi
teşekkürler, saygılarımla
Kararın uygulanması için idari yolları tüketmeniz gereklidir.