TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI SÖZLEŞMELİ PERSONEL ALIMI CUMHURBAŞKANLIĞI KARARI

2020 YILI TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI ALIMLARI VE 2506 SAYILI CUMHURBAŞKANI KARARI UYARINCA , HALEN KAMU KURUM VE/VEYA KURULUŞUNDA ÇALIŞANLARIN ATANAMAMASI HAKKINDA YENİ , GÜNCEL DUYURU.

9 Mayıs 2020 CUMARTESİ Resmî Gazete  yayınlanan 2506 Karar Sayılı CUMHURBAŞKANI KARARI uyarınca; 

http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2020/05/20200509-23.pdf

Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslarda Değişiklik Yapılmasına Dair Esaslar ‘da değişiklik yapılarak Geçici 19. Madde ile Tarım ve Orman Bakanlığınca 2020 yılı içerisinde, Sözleşmeli Personel Alımında ÖSYM Başkanlığı tarafından doğrudan yapılacak merkezi yerleştirme sonuçlarına göre istihdam edilecek sözleşmeli personel alımlarında, hali hazırda kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapmakta olan atanamayacağıhakkında düzenleme yapılmıştır. 

Buna göre yalnızca 2020 yılı atamalarına ilişkin güncel olarak ve ilan edilen 2020 yılı içerisindeki yalnızca Tarım ve Orman Bakanlığınca ÖSYM tarafından yapılacak merkezi yerleştirme sonucu istihdam edilecek SÖZLEŞMELİ PERSONEL alımlarına kamu kurum veya kuruluşlarında kadrolu veya sözleşmeli olarak görev yapan kişilerin atanamayacağına ilişkin bir düzenlemedir. 

Öncelikle belirtmek gerekir ki halen kamu kurum veya kuruluşlarında görev yapanlar söz konusu Tarım ve Orman Bakanlığınca2020 yılı içerisinde, Sözleşmeli Personel Alımında , ÖSYM vasıtası ile yapılacak merkezi yerleştirmeye teknik ve usulen başvuru yapabilecek ancak, merkezi yerleştirmede başarılı olsalar da Bakanlık tarafından ataması gerçekleştirmeyecektir. Tarım ve Orman Bakanlığı Sözleşmeli Personel Alımı Cumhurbaşkanlığı Kararına karşı dava açma bulunmaktadır.

TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI SÖZLEŞMELİ PERSONEL ATAMALARINA HALİ HAZIRDA KAMU KURUM VE KURULUŞLARINDA ÇALIŞANLARIN ATAMASI YAPILMAMASINA İLİŞKİN DAVA AÇMA HAKLARI

1- GENEL DÜZENLEYİCİ İŞLEM OLAN YALNIZCA CUMHURBAŞKANI KARARINA VEYA YALNIZCA ÖSYM KILAVUZUNA KARŞI DAVA AÇMAK;

ARTIK TERCİHLER YAPILMIŞ VE SONUÇLAR AÇIKLANMIŞ OLDUĞU İÇİN, YALNIZCA CUMHURBAŞKANI KARARINA VEYA YALNIZCA ÖSYM KILAVUZUNA VEYAYUT HEM CUMHURBAŞKANI KARARI İLE BİRLİKTE ÖSYM KILAVUZUNA KARŞI DAVA AÇMANIN PRATİKTE BİR FAYDASI KALMAMIŞTIR. AÇILMASI GEREKEN ARTIK TERCİH YAPMAYANLAR İÇİN , HEM DE TERCİH YAPIP YERLEŞTİRİLMESİ YAPILANLAR İÇİN ARTIK BİREYSEL DAVA AÇMAKTIR.

2- Tarım ve Orman Bakanlığı Sözleşmeli Personel Alımı için; ÖSYM TERCİHİLERİNİ YAPIP, ÖSYM YERLEŞTİRİLMESİ YAPILIP ANCAK TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI TARAFINDAN ATAMASININ YAPILMAMASI DURUMUNA KARŞI DAVA AÇMA HAKKI ( BİREYSEL DAVA) / ÖSYM TERCİHİNİ HİÇ YAPMAYANLARIN DAVA AÇMA HAKLARI ( BİREYSEL DAVA) ( Düzenyici işlemin uygulanması durumunda birleşik dava. Bu sıradan bireysel bir dava değildir.)

A) ÖSYM TERCİHİNİ HİÇ YAPMAMAMIŞ OLUP: TERCİH YAPMAYAN, YAPAMAYAN KİŞİLERİN DAVA HAKKI

Alımları takip edenlerin bileceği üzere 9 Mayıs tarihli Resmi Gazete ‘de yayınlanan Cumhurbaşkanı Kararı uyarınca; halen kamu kurum veya kuruluşunda çalışanların 2020 yılı içerinde ÖSYM tarafından merkezi yerleştirilmesi yapılacak olan Tarım ve Orman Bakanlığı Sözleşmeli Personel Alımında , yerleştirilmesi yapılsa dahi atamaları yapılmayacaktır. ÖSYM 15/05/2020 tarihli Tercih Kılavuzunda hukuka aykırı olarak normalde yalnızca Cumhurbaşkanı Kararı gereği ” atamanın yapılmayacağı” hükmünü , kendi kararı ile genişleterek ” tercih yapılmaması” şeklinde karar almıştır. ÖSYM atamalarında ilk kez, halen görev yapmakta ön beyanı içererek, halen görev yapmakta olanlar tercih yapamamaktadır. Bu durumda artık GENEL DÜZENLEYİCİ İŞLEMLER BİREYSEL İŞLEMLERE DÖNMÜŞTÜR. Yani HİÇ TERCİH YAPMAMAMIŞ KİŞİLERİN 15 MAYIS 2020 TARİHİNDE DAVA AÇMA HAKLARI DOĞMUŞTUR. BU DAVA TERCİH YAPILMASININ ENGELLENMESİNE KARŞI AÇILACAK BİR DAVADIR. Bu dava Cumhurbaşkanı Kararının uygulaması anında bireysel davaya dönüşür ancak hali hazırda bir Cumhurbaşkanı kararı olduğu için ve Cumhurbaşkanı Kararı yürürlükte yani iptal edilmemiş ve size artık uygulanmıştır. Dava açmak isteyenler hukuk büromuzdan veya başka bir avukattan yardım alabilir. Bu zor bir dava tekniğidir. Bu sebeple Tarım ve Orman Bakanlığı Sözleşmeli Personel Alımı Cumhurbaşkanı Kararı ve Tarım ve Orman Bakanlığı Sözleşmeli Personel Atama ve Tarım ve Orman Bakanlığı Sözleşmeli Personel ÖSYM tercih işlemine karşı dava karmaşık idari bir hukuki bilgiyi gerektirdiği için bir avukata danışmanız önerilir. Burada dava sonrasında tercihlerinizin, kadro ilanlarının hak kaybı yaşanmada gerçekleşmesi önemlidir. Dava önemli olduğu kadar sonrası süreç de çok önemlidir.

B) KAMU KURUM VEYA KURULUŞUNDA ÇALIŞTIĞI HALDE TERCİH YAPMIŞ OLUP, ÖSYM TARAFINDAN YERLEŞTİRİLMESİ YAPILAN KİŞİLERİN DAVA AÇMA HAKKI ;

9 Mayıs tarihli Resmi Gazete ‘de yayınlanan Cumhurbaşkanı Kararı uyarınca Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslarda Değişiklik Yapılmasına Dair Esaslar ‘da değişiklik yapılarak Geçici 19. Madde ile Tarım ve Orman Bakanlığınca 2020 yılı içerisinde, Sözleşmeli Personel Alımında ÖSYM Başkanlığı tarafından doğrudan yapılacak merkezi yerleştirme sonuçlarına göre istihdam edilecek sözleşmeli personel alımlarında, hali hazırda kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapmakta olan atanamayacağına yönelik düzenleme yapılmıştır. 2020 yılı içerisinde Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından açılmış veya açılacak olan Sözleşmeli Personel kadrolarına halen bir kamu kurumunda veya kuruluşunda çalışıyor olanların , ÖSYM tarafından yerleştirilmesi yapılsa dahi ATANMALARI ENGELLENMİŞİTR.

15-28 MAYIS 2020 TARİHİNDE KPSS 2020/7 tercih kılavuzu yayınlanmış ve Tarım ve Orman Bakanlığı Sözleşmeli Personel alımı için tercihlerini yapıp, yerleşenler bu aşamadan sonra ne yapacaklardır?

Öncelikle Cumhurbaşkanı Kararın’da yerleştirilmesi yapılsa da atanamayacakları şeklinde düzenleme yapıldığı için Tarım ve Orman Bakanlığı atama taleplerini mevcut Cumhurbaşkanı Kararı gereği reddedilmesi gerekecektir. ÖSYM tarafından yerleştirilmesi yapılan, yani kadroyu kazanan kişinen kişilerin bir an önce Tarım ve Orman Bakanlığına atama için başvurularını yapmalarını tavsiye ederiz . Tarım ve Orman Bakanlığınca ilan edilecek/ edilen başvuru evraklarını eksiksiz tamamlayıp, ÖSYM yerleştirilmesi yapılan kadroya atama için başvurunuzu yapınız. Başvuru numaranızı almayı unutmayınız. Buna karşılık olarak kurumun başvurunuzu reddetmesi , atamanızın yapılmaması da bir red işlemidir. Bu karara karşı karşı Tarım ve Orman Bakanlığı Sözleşmeli Personel Alımı için Atamama Kararına karşı , atama talebinizin reddedilmesine karşı idari dava açmanız gerekmektedir. Davanızın kazanılması durumunda atamama kararı iptal edilerek , atamanızın yapılması gerekecektir. Tarım ve Orman Bakanlığı Sözleşmeli Personel Alımı dava açmak karmaşık bir dava tekniğini gerektirdiği için bir avukattan yardım almanız faydalıdır. Web sitemizin iletişim kısmındaki numaralardan hukuk büromuz ile de iletişim kurabilirsiniz.

ARTIK BİREYSEL İŞLEMLER TESİS EDİLDİĞİ İÇİN YANİ ÖSYM TERCİH YAPTIRMAYIP, TERCİH YAPILMADIYSA ; VEYAHUT HER ŞEYE RAMEN TERCİH YAPILIP YERLEŞTİRİLDİYSE ARTIK BİREYSEL İŞLEM YANİ İDARİ RET İŞLEMİ TESİS EDİLMİŞTİR. BU SEBEPLE ARTIK TOPLU DAVALAR AÇILARAK BİREYSEL DAVA OLMADAN; TEK BAŞINA CUMHURBAŞKANI KARARININ İPTALİ VEYA ÖSYM KILAVUZU İPTALİ DAVALARI TEK BAŞLARINA AÇMAK HUKUKİ GÖRÜŞÜMÜZCE ARTIK PARİTİKTE BİR FAYDASI OLMAMAKTADIR. ZİRA ARTIK BİREYSEL İŞLEM TESİS EDİLMİŞTİR. BİREYSEL DAVA ZATEN CUMHURBAŞAKANI KARARI VE ÖSYM KILAVUZUNUN HUKUKA AYKIRILIKLARINI ORTADAN KALDIRMAYI DA İÇERECEKTİR.

Söz konusu durumun idari yargıda emsal örnekleri bulunmaktadır. Özellikle kamu kurum ve kuruluşlarının yaptığı sınavlardaki şartlarda, sınav kılavuzlarının kanun ve yönetmeliklerin cevaz vermemesi durumunda bu kararlar yargı organlarınca iptal edilmektedir. Söz konusu durumda Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nde yer alan Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslarda Değişiklik Yapılmasına Dair Esaslar‘da değişiklik yapılarak Geçici 19. Madde ile Tarım ve Orman Bakanlığınca 2020 yılı içerisinde, Sözleşmeli Personel Alımında ÖSYM Başkanlığı tarafından doğrudan yapılacak merkezi yerleştirme sonuçlarına göre istihdam edilecek sözleşmeli personel alımlarında, hali hazırda kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapmakta olan atanamayacağıhakkında düzenleme hukuka aykırı olduğu kanaatindeyiz. Zira Çalışma Hakkı ve Kamu Görevlisi Olarak Çalışma Hakkı’ndaki sınırlama Anayasamıza göre Kanun’da açıkça düzenlenmiş bir sınırlama sebebi uyarınca yapılabilmektedir. Devlet Memurları Kanunu’nda ise böyle bir düzenleme bulunmamaktadır. Benzer sebeple çok fazla genel düzenleyici işlem bu şekilde yargı organlarınca iptal edilmiştir. 

Cumhurbaşkanlığı Kararının Hukuka Aykırılık Unsurlarına İlişkin Görüşlerimizin Yalnızca Bir Kısım Gerekçelerin Özeti:

Temel hak ve hürriyetlerin nasıl sınırlanacağı ise Anayasamızın 13. Maddesin’de düzenlenmiştir; 

ANAYASA MADDE 13.-  “Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.” 

Anayasa 13. Maddeye göre Devlet Memuru olma ve Diğer Kamu Görevlisi Statülerine Girme Hakkı ilgili maddelerde belirtilen sebeplere bağlı olarak ANCAK KANUNLA sınırlanabileceğini şart koşmuştur. 

Buna göre görüldüğü üzere Anayasanın ilgili maddesinde Cumhurbaşkanlığı Kararında yer aldığı gibi BİR SINIRLAMA SEBEBİ gösterilmemiştir. Bu sebeple söz konusu Cumhurbaşkanlığı Kararı Anayasa’nın 13. Maddesi’ne aykırıdır.

 Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Madde 9/12, Madde 10/2, Madde 11/2) ve Birleşmiş Milletler Çerçevesinde Hazırlanan Medenî Ve Siyasî Haklar Sözleşmesi’nde Yer Alan ve yine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin içtihatlarının temelini oluşturan bu ölçüt, yapılan sınırlamanın; demokratik bir toplumda gerekli, ölçülübir ölçüt olup olmadığı unsuruna dayanmaktadır.

 Çalışma hakkı İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 23. ve 24. Maddelerinde düzenlemiştir. Söz konusu maddelerde öz olarak “Her şahsın çalışmaya, işini serbestçe seçmeye, adil ve elverişli çalışma şartlarına… hakkı vardır”şeklindeki ifadesi ile nitelenmiştir. 

YUKARIDA BELİRTTİĞİMİZ ÜZERE HALEN KAMU KURUMUNDA ÇALIŞANIN BU ŞEKİLDE ATANAMAMASINI CUMHURBAŞKANI KARARI İLE DE OLSA SINIRLAMAK TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLER ALANINDAKİ TÜRKİYE’NİN TARAF OLDUĞU ULUSLARARASI SÖZLEŞMELERE DE AYKIRDIR. CUMHURBAŞKANI KARARI DA İDARİ BİR KARARDIR VE ONDAN DAHA ÜSTÜN OLAN BİR KANUNU DAHİ ULUSLARARASI İNSAN HAKLARINA İLİŞKİN TÜRKİYE’NİN TARAF OLUDĞU BİR SÖZLEŞMEYE AYKIRI OLSA YİNE İDARİ KARAR VEYA KANUN DEĞİL , ULUSLARARASI SÖZLEŞME ESAS ALINIR. ANAYASA 90. MADDE BUNU DÜZENLEMİŞTİR.

AŞAĞIDA BUNA İLİŞKİN EMSAL KARARIMIZ BULUNMAKTADIR. İSİMLER VE KARAR NUMARALARI KİŞİLİK HAKLARI GEREĞİ SAKLANARAK PAYLAŞILMIŞITR:

D A N I Ş T A Y

İKİNCİ DAİRE 

Esas   No : 2016/……

Karar  No : 2018/1…

             “… 657 sayılı Yasa, Devlet memurluğunu bir meslek olarak kabul etmekte ve bunlara, sınıfları içinde en yüksek derecelere kadar ilerleme imkanı sağlamasını, sınıflar içinde ilerleme ve yükselme işlemlerinin yeterlik sistemine dayandırılmasını öngörmektedir. Yukarıda değinilen  Genel Yönetmeliğin 1. maddesinde, bu Yönetmeliğin amacının, Liyakat ve kariyer ilkeleri çerçevesinde, hizmet gerekleri ve personel planlaması esas alınarak personelin görevde yükselme ve unvan değişikliklerine ilişkin usül ve esasları belirlemek olduğu belirtilmiştir.Bu iki ilkenin temelinde, objektif kurallar çerçevesinde işin ehline verilmesi ve hak etme düşüncesi yatmakta olup, kamu hizmetlerinin etkin ve verimli bir şekilde görülmesinin gereklerinden biri de hizmetin yetişmiş, ehil kamu görevlilerince yerine getirilmesidir.

… İdarelerin, memurların üst görevlere yükselmesini belirli koşullara bağlama konusunda takdir yetkisi bulunduğu konusunda takdir yetkisi bulunduğu kuşkusuz olup; bu yetkinin hukukun genel ilkelerine üst hukuk normlarına, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı kullanılması halinde iptali söz konusu olacaktır. …

…Bir hiyerarşik normlar sistemi olan hukuk düzeninde alt düzeydeki normların, yürürlüklerini üst düzeydeki normlardan aldığı kuşkusuzdur. Normlar hiyerarşisinin en üstünde evrensel hukuk ilkeleri ve Anayasa bulunmakta ve daha sonra gelen kanunlar yürürlüğünü Anayasa’dan, tüzükler yürürlüğünü kanunlardan, yönetmelikler ise yürürlüğünü kanun ve tüzüklerden almaktadır. Dolayısıyla; bir normun, kendisinden daha üst konumda bulunan ve dayanağını oluşturan bir norma aykırı veya bunu değiştirici nitelikte bir hüküm getirmesi mümkün bulunmamaktadır. Belirtilen hiyerarşinin, yönetmelikler bakımından bir ifadesi niteliğini taşıyan Anayasa’nın 124. maddesinde de; Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak ve bunlara aykırı olmamak şartıyla yönetmelik çıkarabilecekleri kuralına yer verilmiştir. Kanunlar, tüzükler 

ve yönetmelikler açısından yukarıda belirtilen bu durum, daha alt düzeyde yer alan diğer hukuksal metinler ve idari işlemler açısından da geçerlidir.

… 25/03/2004 günlü, 25413 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Adalet Bakanlığı Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliğinin; 13/04/2014 günlü, 28971 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Adalet Bakanlığı Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 6. maddesi ile değişen 8. maddesinin 1. fıkrasının (B) bendinin 1 numaralı alt bendine eklenen (ç) alt bendinde, 2 numaralı alt bendine eklenen (c) alt bendinde, 3 numaralı alt bendine eklenen (c) alt bendinde, 4 numaralı alt bendine eklenen (c) alt bendinde geçen “son üç yıl içerisinde kademe ilerlemesinin durdurulması cezası almamış olmak” ibaresinin iptali istemine gelince; 6. maddesi ile değişen 8. maddesinin 1. fıkrasının (B) bendinin 1 numaralı alt bendine eklenen (ç) alt bendinde, 2 numaralı alt bendine eklenen (c) alt bendinde, 3 numaralı alt bendine eklenen (c) alt bendinde, 4 numaralı alt bendine eklenen (c) alt bendinde geçen “son üç yıl içerisinde kademe ilerlemesinin durdurulması cezası almamış olmak” ibaresinin oyçokluğuyla iptaline..” karar verilmiştir.

-Söz konusu Cumhurbaşkanlığı Kararı Hukuk Metodolojisi ve Hukukun Temel İlkelerinden, NORMUN; GENEL, SOYUT, OBJEKTİF, SÜREKLİbir düzenleme içeriğine sahip olması şartına da aykırıdır.

DİĞER EMSAL MAHKEME KARAR ÖRNEKLERİ

Örneğin DEVLET MEMURLARI KANUNUNA aykırı bir düzenleme örneği olarak; DANIŞTAY 8. DAİRESİNİN E. 2005/56.., K. 2007/17..numaralı emsal kararında “… Devlet Memurları Kanununun mazeret izinlerini düzenleyen maddesinde ve hastalık izinlerini düzenleyen … maddesinde getiren izinler ve hastalıklar sırasında çalışanların özlük haklarına dokunulamayacağı yolundaki emredici hüküm karşısında, İdarenin Genelgesi ile Yasayla yapılan düzenlemeden farklıbir düzenlemeye gidilmesinde NORMLAR HİYARŞİNSİNEUYARLIK BULUNMADIĞI GÖRÜLMEKTEDİR…” şeklinde karar gerekçesi bulunmaktadır. ( NOT: DAVACILAR SEBEBİYLE EMSAL KARARIMIZ KARAR VE ESAS NUMARALARI GİZLENEREK PAYLAŞMAKTAYIZ)

Yine örneğinDANIŞTAY 10. DAİRESİNİN ESAS: 1994/11.., KARAR: 1995/61..sayılı temel ilke kararında belirttiği üzere somut olayda; Yasada ve Yönetmelikte bir zorunluluk olmamasına rağmen İdare Tarafından bir genelge çıkararak profesyonel turist rehberlerinin yıllık vize işlemlerinin yapılabilmesi için rehberler derneğine üye olunduğunun belgelendirilmesi zorunluluğu getirilmesini hukuka uygun bulmamıştır. 

• Eşitlik İlkesi : 

Anayasa Madde 10. – Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde  kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.

Yine Anayasamızın Çalışma ve Sözleşme Hürriyeti isim başlıklı 48. Maddesine göre ; 

MADDE 48. — Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir.

Çalışma Hakkı Ve Ödevi başlıklı 49. Maddesinde ise; 

MADDE 49.— Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir. (Değişik: 3/10/2001-4709/19. md.) Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları… sağlamak için gerekli tedbirleri alır.

• Liyakat İlkesi: 

Anayasamızın Kamu Hizmetlerine Girme Hakkı başlıklı 70. Maddesine göre 

MADDE 70— Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir. Hizmete alınmada, görevine gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemez ( 2. Cümle,Liyakat İlkesi).

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun76. maddesinde düzenlenen liyakat ve kariyer ilkeleri yine ayrıca düzenlenmiştir. 

Liyakat ilkesi, kamu personeli hukuki rejiminde ve özelinde kamu personelin ATAMA,TAYİN VE TERFİişlemlerinde uygulanması EŞİTLİK İLKESİNİNkamu görevlileri hakkında uygulama bulmuş şekli olarak tanımlamaktadır. 

Yargı İçtihatlarında da Liyakat ilkeleri uyarınca atama ve terfilerde yeterli adayın göreve atanma zorunluluğu bulunduğunu ifade etmiştir. İdarenin terfi ve atamalarda TAKDİR YETKİSİ bulunmaktadır. Ancak bu takdir yetkisi SINIRSIZ bir takdir yetkisi değil “BAĞLI “BİR TAKDİR YETKİSİDİR. Bağlı takdir yetkisi uygulamada idare tarafından en çok ihlal edilen hususlardandır. Atama, tayin ve terfi işlemlerinde TAKDİR YETKİSİ, objektif olma, liyakat ve kazanılmış hak ilkeleri ile BAĞLI BİR TAKDİR YETKİSİ haline gelmektedir. İdareye takdir yetkisi tanınan alanlarda bu yetkinin belli objektif ölçütler doğrultusunda kullanılmasını gerekli kılmaktadır. Danıştay atama talebinin reddine ilişkin kararında idarenin kanun ya da yönetmelikle belirlenen kıstaslar doğrultusunda en yeterli adayın göreve atanma zorunluluğu bulunduğunu ifade etmiştir . AŞAĞIDA BUNA İLİŞKİN EMSAL DANIŞTAY KARARLARI BULUNMAKTADIR.

Yargı İçtihatlarında da Liyakat ilkeleri uyarınca atama ve terfilerde yeterli adayın göreve atanma zorunluluğu bulunduğunu ifade etmiştir. (Örnek kararlar; Danıştay 2. Dairesi, E. 2009/55.., K. 2010/30.., Danıştay 2. Dairesi, E. 2005/35.., K. 2007/50.., Danıştay 12. Dairesi, E. 1998/13.., K. 1999/93. , Danıştay 5. Dairesi, E. 1990/28.. K. 1993/23.. , …. DAVACILAR VE ŞAHISLAR SEBEBİYLE KARAR NUMARALI KISMEN KAPATILARAK PAYLAŞILMIŞTIR. )

Liyakat İlkesine ilişkin olarak Anayasa Mahkemesinegöre, benzer durumda olan herkese uygulanmak koşuluyla her bir meslek için genel ve objektif kıstaslar belirlenebileceğini belirtmiştir. (Anayasa Mahkemesinin 21/05/19.. tarihli, E:1997/…, K:1998/..; Anayasa Mahkemesinin 21/06/1989 tarihli, E:1988/.., K:1989/… sayılı kararları). Fırsat eşitliğinin sağlanması ile göreve en uygun kişi seçilmekte; böylelikle, kamu hizmetlerinin etkin ve verimli bir şekilde yerine getirilmesi amaçlanmaktadır. Danıştay 5. Dairesinceverilen bir kararda, kamu hizmetine girme hakkı kapsamında Türk vatandaşları arasında herhangi bir ayrımın yapılmadığı; görevin gerektirdiği özelliklere sahip olanların bu haktan eşit bir şekilde yararlanabileceği; görevin gerektirdiği özelliklerin ise, öğrenim düzeyi, yaş ve askerlik durumu ile genel ve objektif veya özellik arz eden görev grupları için o hizmetin gerektirdiği özel nitelikler olabileceği belirtilmiştir(Danıştay 5. Dairesinin , E:1987/24.., K:1988/12.. sayılı karar)

Yine Eşitlik ve Liyakat İlkesinedair; Danıştay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 07/12/1989 günlü, E:1988/…, K:1989/…sayılı kararındaifade edildiği üzere; Devlet organlarınca tesis edilen tüm işlemlerde kanun önünde eşitlik ilkesine riayet edileceği teminat altına alınmıştır. Bu kapsamda, Anayasa’nın 70. maddesi ile getirilen bu düzenleme, “Kanun Önünde Eşitlik” ilkesini ifade eden Anayasa10. maddeye de uygun bir düzenlemedir. Bu içtihatlar Liyakat İlkesinin, Eşitlik İlkesinin bir gereği ve yansıması olduğunu göstermektir. 

Anayasa Mahkemesinin 21/05/1998, E:1997/29, K:1998/19sayılı “kararında aynı durumda olan herkese uygulanmak şartı ile her bir meslek için genel ve objektif koşullar öngörülebileceği” hükmünü gerekçesinde belirtmiştir.

• Çalışma Hakkı; 

Çalışma hakkı İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 23. ve 24. Maddelerinde düzenlemiştir. Söz konusu maddelerde öz olarak “Her şahsın çalışmaya, işini serbestçe seçmeye, adil ve elverişli çalışma şartlarına… hakkı vardır”şeklindeki ifadesi ile nitelenmiştir. 

İç hukukta 1982 Anayasamızın 5. Maddesinde yer alan Devletin Temel Amaçları Ve Görevleri  başlıklı maddede;  kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmak insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamak devletin temel amaç ve görevleri arasında sayılmaktadır. Bu madde ise yine Anayasamızın 2. Maddesinde yer alan Sosyal Devlet İlkesinin bir gereğidir. 

Liyakat ilkesi, kamu personeli hukuki rejiminde ve özelinde kamu personelin ATAMA,TAYİN VE TERFİişlemlerinde uygulanması EŞİTLİK İLKESİNİNkamu görevlileri hakkında uygulama bulmuş şekli olarak tanımlamaktadır. 

Yargı İçtihatlarında da Liyakat ilkeleri uyarınca atama ve terfilerde yeterli adayın göreve atanma zorunluluğu bulunduğunu ifade etmiştir. İdarenin terfi ve atamalarda TAKDİR YETKİSİ bulunmaktadır. Ancak bu takdir yetkisi SINIRSIZ bir takdir yetkisi değil “BAĞLI “BİR TAKDİR YETKİSİDİR. Bağlı takdir yetkisi uygulamada idare tarafından en çok ihlal edilen hususlardandır. Atama, tayin ve terfi işlemlerinde TAKDİR YETKİSİ, objektif olma, liyakat ve kazanılmış hak ilkeleri ile BAĞLI BİR TAKDİR YETKİSİ haline gelmektedir. İdareye takdir yetkisi tanınan alanlarda bu yetkinin belli objektif ölçütler doğrultusunda kullanılmasını gerekli kılmaktadır. Danıştay atama talebinin reddine ilişkin kararında idarenin kanun ya da yönetmelikle belirlenen kıstaslar doğrultusunda en yeterli adayın göreve atanma zorunluluğu bulunduğunu ifade etmiştir . AŞAĞIDA BUNA İLİŞKİN EMSAL DANIŞTAY KARARLARI BULUNMAKTADIR.

EMSAL MAHKEME KARARLARI

Yargı İçtihatlarında da Liyakat ilkeleri uyarınca atama ve terfilerde yeterli adayın göreve atanma zorunluluğu bulunduğunu ifade etmiştir. (Örnek kararlar; Danıştay 2. Dairesi, E. 2009/55.., K. 2010/30.., Danıştay 2. Dairesi, E. 2005/35.., K. 2007/50.., Danıştay 12. Dairesi, E. 1998/13.., K. 1999/93. , Danıştay 5. Dairesi, E. 1990/28.. K. 1993/23.. , …. DAVACILAR VE ŞAHISLAR SEBEBİYLE KARAR NUMARALI KISMEN KAPATILARAK PAYLAŞILMIŞTIR. )

Liyakat İlkesine ilişkin olarak Anayasa Mahkemesinegöre, benzer durumda olan herkese uygulanmak koşuluyla her bir meslek için genel ve objektif kıstaslar belirlenebileceğini belirtmiştir. (Anayasa Mahkemesinin 21/05/19.. tarihli, E:1997/…, K:1998/..; Anayasa Mahkemesinin 21/06/1989 tarihli, E:1988/.., K:1989/… sayılı kararları). Fırsat eşitliğinin sağlanması ile göreve en uygun kişi seçilmekte; böylelikle, kamu hizmetlerinin etkin ve verimli bir şekilde yerine getirilmesi amaçlanmaktadır. Danıştay 5. Dairesinceverilen bir kararda, kamu hizmetine girme hakkı kapsamında Türk vatandaşları arasında herhangi bir ayrımın yapılmadığı; görevin gerektirdiği özelliklere sahip olanların bu haktan eşit bir şekilde yararlanabileceği; görevin gerektirdiği özelliklerin ise, öğrenim düzeyi, yaş ve askerlik durumu ile genel ve objektif veya özellik arz eden görev grupları için o hizmetin gerektirdiği özel nitelikler olabileceği belirtilmiştir(Danıştay 5. Dairesinin , E:1987/24.., K:1988/12.. sayılı karar)

Yine Eşitlik ve Liyakat İlkesinedair; Danıştay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 07/12/1989 günlü, E:1988/…, K:1989/…sayılı kararındaifade edildiği üzere; Devlet organlarınca tesis edilen tüm işlemlerde kanun önünde eşitlik ilkesine riayet edileceği teminat altına alınmıştır. Bu kapsamda, Anayasa’nın 70. maddesi ile getirilen bu düzenleme, “Kanun Önünde Eşitlik” ilkesini ifade eden Anayasa10. maddeye de uygun bir düzenlemedir. Bu içtihatlar Liyakat İlkesinin, Eşitlik İlkesinin bir gereği ve yansıması olduğunu göstermektir. 

Anayasa Mahkemesinin 21/05/1998, E:1997/29, K:1998/19sayılı “kararında aynı durumda olan herkese uygulanmak şartı ile her bir meslek için genel ve objektif koşullar öngörülebileceği” hükmünü gerekçesinde belirtmiştir.

KAZANILMIŞHAK VE HAKLI BEKLENTİLERİN KORUNMASI İLKELERİ  YÖNÜNDEN HUKUKA AYKIRILIK!!!

Söz konusu Cumhurbaşkanlığı Kararı Türkiye Cumhuriyeti’nde kamu personeli ATAMALARINDA BİR İLKTİR. !!!! 

2018 KPSS puanı ile Cumhurbaşkanı Kararında belirttiği üzere 2020 yılı Tarım ve Orman Bakanlığı ÖSYM merkezi yerleştirme ile alımı Sözleşmeli Personel kadrolarına atanamayacaklarına bilselerdi, böyle bir mevzuat o zaman olsaydı daha evvelki personel alımlarına HİÇ BAŞVURMAYACAKLARDI!!!.  Bu sebeple söz konusu Cumhurbaşkanı Kararı müvekkillerimizin HAKLI BEKLENTİLERİNE VE KAZANILMIŞ HAKLARI İLKELERİNE DE AYKIRIDIR

HAKLI BEKLENTİ KAVRAMI İLK KEZ OLMASA DA AYRINTILI BİR ŞEKİLDE DAHA DANIŞTAY TARAFINDAN HUKUK REJİMİMİZE, YURT DIŞI ÜNİVERSİTESİNDEN MEZUN OLUP LİSANS DİPLOMASININ DENKLİK İŞLEMİNİN REDDEDİLMESİ DURUMUNA KARŞI AÇILAN BİR DAVADA KARAR GEREKÇESİNDE ANLATILARAK GİRMİŞTİR. ANCAK FRANSIZ DANIŞTAY’ININ GELİŞTİRMİŞ OLDUĞU BİR İLKE OLARAK DEVŞİRİLMİŞ BİR KAVRAMDIR.

Yukarıdaki açıklamalarımızdan da görüleceği üzere söz konusu Cumhurbaşkanlığı Kararının görüşümüzce, Anayasamızın; Eşitlik, Çalışma, Kamu Görevine Girme ve Liyakat İlkelerineaykırıdır. Söz konusu ilkeler Anayasa’da temel hak ve özgürlüklerdendir. Yine Anayasamız uyarınca bu özgürlükler ancak Anayasa’da gösterilen sebeplerle kanunla sınırlanabilmektedir. Söz konusu Cumhurbaşkanlığı Kararı bir sınırlamadır ancak öncelikle hakkın özüne etki eden bir karardır ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda böyle bir sınırlamaya cevaz vermemektedir. Kaldı ki böyle bir sınırlama kanunla dahi getirilmiş olsaydı, bu sefer Anayasa’ya aykırı olurdu.

Ayrıntılı bilgi için danışabilirsiniz. 

AŞŞAĞIYA YORUM YAZARAK, SORULARINI SORABİLİRSİNİZ.

Anahtar Kelimeler: Tarım Ve Orman Bakanlığı Sözleşmeli Personel Atamaları, Tarım ve Orman Bakanlığı Sözleşmeli Personel Alımı, Tarım ve Orman Bakanlığı Sözleşmeli Personel Resmi Gazete , Tarım ve Orman Bakanlığı Sözleşmeli Personel Alımı Cumhurbaşkanlığı Kararı, Tarım ve Orman Bakanlığı Sözleşmeli Personel Alımı Cumhurbaşkanlığı Kararı Dava Açmak